Kabadayıdan Muhteşem Açılış

Almanya`da 13 Aralık Perşembe aksamı Köln`deki Cinedom sinemasında galası yapılan Kabadayı filmine ilgi büyüktü… 2500’den fazla kişinin katıldığı galada biletler iki gün öncesinden tükendi… Şener Şen, Kenan İmirzalıoğlu, Aslı Tandoğan, Rasim Öztekin, Ruhi Sarı, Ömer Vargı, Mine Vargı, Murat Akdilek ve Pelin Kaya’dan oluşan Kabadayı filminin hem oyuncuları, hem yönetmeni hem de yapımcıları Almanya’da filmi seyirciyle birlikte izledi…

Filmin Almanya galası ve yurtdışındaki başarılı açılışı konusunda görüşler:

Şener Şen: “Kabadayı Almanya galası bugüne kadar yaşadığım en görkemli galaydı, çok mutlu oldum.”

Ömer Vargı: “Kabadayı Almanya`yı da sarstı. İzleyici bizi büyük bir çoşkuyla karşıladı. Beklentisi çok yüksek olan bir filmde açılış rakamımız başarımızın ispatidir. Onları mutlu ettiğimiz için ne mutlu bize...”

Mine Vargı: “Seyirciler, misafirler, mekan, organizasyon herşey çok görkemli, çok coşkuluydu. Bizi o kadar samimiyetle karşıladılar ki. Açılış rakamımız gösteriyor ki, biz de onların samimiyetine ve coşkusuna yaraşır bir film yapmışız.”

Murat Akdilek: “Almanya`daki vatandaşlarımız bizi o kadar büyük bir sevgi ile karşıladılar, o kadar güzel misafir ettiler ki, kendimizi vatanımızda hissettik. Hem yurtiçinde hem yurtdışındaki seyircilere Kabadayı gibi bir film sunmaktan çok gururluyuz...”

Kabadayı Yapım Bilgileri

YAPIM NOTLARI

I. YAPIM BİLGİLERİ

Filmin yapım hazırlık aşaması yaklaşık bir yıl sürmüştür.

Çekimler 7 haftada tamamlanmıştır.

Filmin patlama sahneleri ana çekimlere başlamadan önce hazırlanan özel setlerde yaklaşık bir haftada tamamlanmıştır.

Filmin çekimlerinin büyük bölümü çift kamera ile gerçekleştirilmiştir.

Çekimler için İstanbul’da; Halkalı, Üsküdar, Kemerburgaz, Fatih, Kanlıca, Balat, Yedikule, Belgrad Ormanı, Maslak, Haliç, Galata, Beyoğlu, Tuzla, Zekeriyaköy’de 30’un üzerinde farklı mekan kullanılmıştır.

Filmin tümünde 1.000’e yakın figürasyon görev almıştır. Sadece bar sahnelerinde 500’e yakın figürasyon kullanılmıştır.

Filmde İsmail Hacıoğlu, Aslı Tandoğan ve Kenan İmirzalıoğlu’nun vücutlarına air brush tekniğiyle her gün yenilenen çok sayıda geçici dövme yapılmıştır.

İsmail Hacıoğlu’nun saçlarına kaynak uygulaması yapılmış, rasta saç yapımı yaklaşık 12 saatte tamamlanmıştır.

Filmin ses tasarımı ve miksaj işlemleri Ingiltere’nin en önemli stüdyolarında gerçekleştirilmiştir.

II. YAPIM EKİBİ

Filmin yönetmeni Ömer Vargı’nın “Herşey Çok Güzel Olacak” ve “İnşaat” uzun metraj filmleri ve 1.000’e yakın reklam filmi yönetmenliği bulunmaktadır.

Filmin tümünde yaklaşık 300 kişilik bir teknik ekip görev almıştır.

Filmin Görüntü Yönetmenliğini daha önce bir çok uluslararası yapımda görev almış olan Macar Ferenc Pap üstlenmektedir.

Filmin müziklerini, daha önce “Tutku: Hz. İsa’nın Çilesi ( Passion of Christ )”, “The Island (Ada)”, “The Recruit (Çaylak)” gibi ünlü filmlerin müziklerinde imzası olan besteci / müzisyen Benjamin Walken Beladi hazırlamıstır

Afiş ve görsel tasarım kampanyasının ardındaki isim “Kill Bill”, “Kingdom of Heaven”, “Cold Mountain” gibi Hollywood prodüksiyonlarının tasarımlarını yapan ödüllü tasarımcı Emrah Yücel’dir.

Kabadayi Filminin Konusu

Zamanın en sert, kimilerine göre en acımasız kabadayısı olan Ali Osman alemi terk ettikten sonra malını mülkünü fakir fukaraya dağıtmış; futbola olan sevgisi nedeniyle halı saha işinde karar kılmış; eski bir milli futbolcu olan yardımcısı Cemil ile yıllardır bu işi yürütmektedir. Zaman zaman eski kabadayı ve hapishane arkadaşları Haco, Beyto, Turhan, Hasan, Talat ve Battal ile halı sahada maç yapmak ve akşamları meyhanede geçmiş günleri yadetmek en büyük eğlencesidir. Ali Osman’ın hayatında evini ve kendisini çekip çeviren Atiye Hanım dışında kimsesi yoktur. Karısı ve oğlu yıllar önce ölmüştür. Tek sorun Ali Osman’ın hastalığı nedeniyle zaman zaman yaşadığı unutma nöbetleridir.

Hiç beklenmedik bir telefon üzerine soluğu hastanede alan Ali Osman yıllardır izini bulamadığı, hayatının aşkı Afet’i ölüm döşeğinde bulur. Arayan kişi ise Ali Osman’ın zamanında hayatını kurtardığı ve Afet’in yanına can yoldaşı olarak verdiği Sürmeli Birol’dur. Hayatının aşkına kavuştuğunu sandığı anda onu yine kaybedeceğini anlayan Ali Osman Afet’ten bir oğlu olduğu haberiyle sarsılır. Oğlu Murat yıllarca Sürmeli’yi babası olarak bilmiştir.

Murat ve sevgilisi Karaca bir barda çalışmaktadırlar. Ali Osman Murat’a annesinin ölüm döşeğinde olduğunu söylemek için Murat’ın DJ’lik yaptığı bara gider. Murat hem annesine hem de yıllar sonra aniden karşısına çıkan babasına tepkilidir. Murat’ın sevgilisi Karaca ise İstanbul’un karanlık yüzünde maşa olarak kullanılan psikopat ruhlu mafya üyesi Devran’ın eski sevgilisi ve halen vazgeçemediği kadındır. Devran ne pahasına olursa olsun kızı geri istemektedir.

Ali Osman oğlunu ve sevgilisini Devran'dan korumak zorundadır. Polis, mafya, Devran, Murat, Karaca ve Ali Osman arasında hiç beklenmeyen olaylar gelişirken aralarındaki çatışma kaçınılmaz olmuş ve tehlikeli bir boyut almaya başlamıştır.

Kababayı Oyuncu Kadrosu

KABADAYI

OYUNCU KADROSU

Ali Osman: Şener Şen
Devran: Kenan İmirzalıoğlu
Murat: İsmail Hacıoğlu
Karaca: Aslı Tandoğan
Sürmeli: Rasim Öztekin
Cemil: Süleyman Turan
Piç Selim: Ruhi Sarı
Haco: Rana Cabbar
Beyto: Kemal İnci
Turhan: Dursun Ali Sarıoğlu
Hasan: Ayberk Atilla
Talat: Ferdi Akarnur
Battal: Atilla Pekdemir
Gölge: Tarık Ünlüoğlu
Patron: Ulgar Manzakoğlu
Atiye: Candan Sabuncu
Afet: Selma Kutluğ
Komiser: Tuncay Bayezit
Teoman: Samim Bak

KÜNYE

Yönetmen: Ömer Vargı
Senaryo: Yavuz Turgul
Yapım: Filmacass & Fida Film
Yapımcı: Mine Vargı, Ömer Vargı, Murat Akdilek
Görüntü Yönetmeni: Ferenc Pap
Müzik: Benjamin W. Beladi
Yapım Koordinatörü: Pelin Ekinci Kaya
Uygulayıcı Yapımcı: Gökhan Sözeri
Sanat Yönetmeni: Tolunay Türköz
Yardımcı Yönetmen: Tolgay Ziyal, Ayhan Özen, Yeşim Ataman Yazıcı
Kurgu: Bülent Taşar
Ses: Tamas Csaba
Gösterim Tarihi: 14 Aralık 2007
Türkiye Dağıtım: UIP
Yurtdışı Dağıtım: Maxximum

Beowulf nedir, neyi anlatıyor?


3.000 dizelik tek bir şiir olan Beowulf'taki olaylar M.S. 6. yüzyılda geçmekte, ve doğrulayacak kanıtların bulunduğu, sözü edilen bir savaşa dayanmaktadır. Hikayenin büyük bir bölümü Danimarka'da yaşandığı halde, olayların üzerinden iki yüzyıl geçmesinden sonra, kuzey İngiltere'deki Anglo-Saksonlar tarafından anlatılmıştır. Anglo-Saksonlar kendilerini İngiliz değil, Viking olarak görmüşlerdir ve tüm kahramanları İskandinavya'dandır.

Beowulf'un gerçek yazarı bilinmemektedir. Orijinal şiir, tıraşlanmış on deri tabaka üzerine yazılmıştır. Sonraki iki yüzyıl içinde bu yazma tekrar tekrar kopyalanmıştır. 900'lere gelindiğinde, San Christopher'ın hikayesi, Uzak Doğu'ya ilişkin egzotik bir gezi yazısı derlemesi, sözde Büyük İskender'in yazdığı bir mektup ve İncil'deki kadın kahramanlardan Judith'in bir şiiriyle aynı ciltte toplanmıştır.

Bu cilt, dünyanın Ortaçağ'dan kalma en büyük edebiyat koleksiyonunun bulunduğu Cotton Library'de 23 Ekim 1731'de çıkan yangında kısmen zarar görmüştür. Belgenin kömür olması bir yana, şiirin ünü de sonraki yıllarda yıpranmıştır. Eski İngilizce olarak yazılan şiir, Pagan ve Hıristiyan temaları birbirine harmanladığı için kafa karıştırıcı olarak küçümsenmiştir. Yapısal olarak da küçük görülmüştür çünkü bir yerine üç kötü karakteri vardır ve bunlardan biri diğer ikisinden 50 yıllık bir zaman dilimiyle ayrılmıştır.

Ayrıca, Beowulf kafiyesiz bir şiirdir; bunun yerine aliterasyonlarla (aynı sesin tekrarı) yazılmıştır. Beşli ölçüye de uymaz çünkü Anglo-Sakson hikaye anlatıcılar için, bir dizede kaç hece olduğu önemli değildir; önemli olan dizenin kısa olması ve üç aliterasyon barındırmasıdır. Homer'in Odyssey'si ve Virgil'in Aeneid'iyle karşılaştırıldığında, Beowulf tek kelimeyle kötü bir şiir gibi görünmektedir. Daha da kötüsü, içerdiği kahramanlık ve ahlak anlayışı, canavarlarla savaşan bir adamın üzerine kurulmuştur. Edebiyat uzmanları troller ve ejderhalar hakkındaki bu şiiri pek de ciddiye alamamışlardır.

Beowulf ancak 20. yüzyılda tekrar değerlendirilecektir. Bunu yapacak kişi The Hobbit ve The Lord of the Rings'in yazarı J.R.R. Tolkien'dan başkası değildir. Tolkien, 1936 yılında yazdığı “Beowulf: Canavar ve Eleştirmenler” başlıklı bir denemesinde, insanların Beowulf'la sorun yaşmasının şiirin kalitesiyle ilgisi olmadığını, haksız yere Homer ve Virgil'le karşılaştırılmasından kaynaklandığını söylemektedir. Beowulf eski Yunanlar ve Romalılar tarafından yaratılmış destansı şiir kurallarına uymaz çünkü kendi belirli ölçütleri olan bir İskandinav öyküsüdür; daha iyi, daha kötü değil, sadece farklıdır. Tolkien, ayrıca, kendinden önceki pek çok edebiyat uzmanının aksine, Grendel'ın annesiyle yapılan savaş ile ejderhayla yapılan savaş arasındaki elli yıllık farkın bu şiiri esas büyük yapan şey olduğunu iddia etmiştir. Ünlü yazara göre, Beowulf, canavarlara karşı zafer elde eden genç bir kahramanın, ya da bir ejderhayı öldürmeye çalışırken ölen yaşlı bir kralın hikayesi değildir; bir zamanlar genç ve nasihatlere kulak tıkayan bir adamın bile bile kendi trajik ölümüne gitmesini konu alan bileşik bir hikayedir ve işte hikayenin başarısını sağlayan da bu iki ayrı yarısıdır.

Tolkien yeniden değerlendirmese, Beowulf sadece Eski İngiliz edebiyatı doktorası yapanların okuyacağı karışık bir metin olarak kalacaktı. Günümüzde ise, ülkenin dört bir yanındaki liselerde yaygın olarak okunmaktadır. Tolkien şiirin ününü yeniden canlandırmakla kalmamış, kendi çalışmasında da onu taklit etmiştir. Two Towers'ın "The King of the Golden Hall" bölümü Beowulf'un başından alınmıştır. Beowulf'un bir hırsız tarafından hazinesinin çalınması üzerine öfkeye kapılan ateş üfleyen ejderhası The Hobbit”in finalinde kullanılmıştır.

Başka yazarlar da şiire kendi eserlerinde yer vermişlerdir. Yazar John Gardner 1971'de yazdığı Grendel'da felsefi bir şekilde canavar Grendel'ı hayatın tesadüfiliğine benzetmiştir. Jurassic Park'la ünlenen Michael Crichton ise hikayedeki tüm canavarları almış ve Eaters of the Dead adlı tarihi aksiyon-fantezi eserinde bir araya getirmiştir.