The Tale of Despereaux Dor ülkesi

MEKANLAR: DOR ÜLKESİNDE BİR TUR

Dor ülkesi denizin üzerinde adeta mücevher gibi parlayan büyüleyici bir ülkedir. Bu ülkeye yılın en görkemli zamanında gireriz. Fransa’nın peyniriyle, Belçika’nın çikolatasıyla ünlü olması gibi Dor ülkesi de harika çorbalarıyla ün kazanmıştır. Kraliyet flamalarında çorba kaseleri vardır, caddelerin iki yanında çorba lokantaları dizilidir. Hatta kraliyet ailesinin taçlarına bile çorba kaşığı motifi işlenmiştir. Ülkenin vatandaşları her yıl düzenlenen Kraliyet Çorba Gününde toplanıp Andre’nin o yıl için keşfettiği çok özel çorbanın tadına bakarlar.

Dor kalesinin gökyüzüne yükselen kuleleri son derece görkemlidir. Kulelerin altın renkli sivri tepeleri ışıl ışıl parlamaktadır. Kalenin yamaçlarının dibinde küçük bir liman görebilirsiniz. Burada ağzına kadar yiyecek dolu gemiler demirlemiştir.
Yönetmen Fell bu kenti şu sözlerle tanımlıyor: “Dor krallığını yaratırken büyük keyif aldık. Orta Çağ’daki Avrupa kentlerinden herhangi birisi gibi oldu. Farkı ise halkının çorba sevgisiydi. Bu kent için Avrupa kentlerinin birleşimi diyebilirim. Brüksel’den İtalya’ya, Doğu Avrupa’daki Balkan bölgesine kadar çok çeşitli kentleri çağrıştıran özellikleri vardır.”

Kraliçenin ölümünden önce Dor şehrinde mutluluk ve neşe vardır. Direkt günışığı alır. Ancak kraliçenin başına gelen trajedinin ardından herşey tam tersi yönde değişir. Artık çorba yapmak ve içmek yasadışı ilan edilmiştir. Bir zamanlar altın gibi parlayan herşey gri ve kasvetli renklere dönüşmüştür. Şehrin her köşesinde çaresizlik hüküm sürmektedir. Bu nedenle filmin başlangıcında parlak ve abartılı olan renklerin artık daha solgun ve kasvetli hale geldiği görülür.

Hiç yorum yok: