Iron Man'in çekimlerine, Los Angeles’ın batı kesimindeki Playa Vista Stüdyolarında başlandı

Oyuncu kadrosunun tamamlanmasının ardından yapımcılar, filmin çekimlerinin Los Angeles’ta yapılması kararını aldılar. Ana çekim mekanları arasında Edwards Hava Kuvvetleri Üssü, Lone Pine’daki tarihi “Movie Road” ve Playa Vista Stüdyoları yer alacaktı. Kısacası yönetmen Jon Favreau, “Iron Man”i bir Batı Sahili (Los Angeles çevresi) süper kahramanı yapma kararını hayata geçirecekti.

Yönetmen bu kararının gerekçesini şu sözlerle açıklıyor: “Iron Man’ izleyiciyi dünya turuna çıkaran bir macera filmidir. Tony Stark karakteri de, dünya genelinin jeopolitik görünümüyle yakından ilgilenen, dünyamızın ufuklarını genişleten bir adamdır. Tüm Marvel süper kahraman çizgi romanlarının konusunun New York’ta geçmesine uygun olarak ‘Iron Man’ çizgi romanının konusu da geleneksel olarak New York’ta geçer. Oysa ben bu geleneği değiştirip Batı Sahili’nde geçmesini istedim. Bunu yaparken amacım, Iron Man’i New York gökdelenleri arasında uçurmak yerine Batı Sahili’ndeki okyanus ve dağlar arasında uçurarak farklı bir görünüme ulaşmaktı. Ayrıca filmin çekimlerini Los Angeles’ta yaptığım takdirde Howard Hughes etkisinin ve uçuşların tarihçesine daha bağlı kalacağımı hissettim.”

“Iron Man”in çekimlerine, Los Angeles’ın batı kesimindeki Playa Vista Stüdyolarında başlandı. Bu stüdyolar prodüksiyon için ana üs işlevi görürken çekimler ağırlıklı olarak iki sahnede gerçekleştirildi. Seçilen bu iki sahnenin ortak özelliği, geçmişte Howard Hughes ile direkt bağlantılı sahneler olmasıydı.

Yönetmen Jon Favreau’nun bu konudaki yorumu şöyle: “Los Angeles’ta inşa etmemiz gereken tüm setler için yeteri kadar büyük bir stüdyo ararken Playa Vista Stüdyolarıyla karşılaştık. Burası eskiden Howard Hughes’un ünlü Spruce Goose uçakları için uçak kanadı ürettiği fabrikaydı. Sonradan film stüdyosuna dönüştürülen bu yerde set kurmanın harika olacağını düşündük.”

Bu stüdyoda ilk olarak Tony Stark’ın esir düştüğü ve Ortadoğu’lu ihtilalci grubun lideri Raza için Jericho füzesi imal etmeye zorlandığı sahnenin çekimleri gerçekleştirildi. Yinsen’in öğütlerine kulak veren Tony Stark, filmde giydiği ilk zırhı burada imal etmeye başlıyordu.

Filmin tüm sahnelerinin otantik olması için yönetmenin direktiflerini dikkatle izleyen prodüksiyon tasarımcısı J. Michael Riva, Afganistan dağlarının derinliklerindeki mağarayı temsil eden bu seti kurarken çok çeşitli zorluklara göğüs germek zorunda kaldı.

Ünlü tasarımcı setleri hazırlarken uyguladığı felsefeyi şu sözlerle özetliyor: “Mağara seti kurmanın en eğlenceli kısmı hiç kuşkusuz mağara içerisindeki yaşam ortamını yaratmaktı. Teröristler tarafından kaçırılıp iki üç aylığına esir tutulan insanların ruh halini anlamaya çalıştık. Öyle yerlerde nasıl yaşanıyordu? Günlük rutinleri nasıldı? Zaman geçirmek için neler yapıyorlardı? Bu soruların yanıtlarını arayarak seti hazırladıktan sonra mağaraya kendimiz girip geceledik. Böylece ortamı birinci elden hissetmeye çalıştık.”

Riva sözlerini şöyle noktalıyor: “Araştırmalarım sırasında keşfettiğim ilk gerçeklerden birisi, uzak dağlardaki bu mağaraların ne kadar soğuk olduğuydu. Afganistan’ın Tora Bora bölgesindeki mağaralardan birisinde çekilmiş bir haber filmi izledim. Bir Taliban savaşçısıyla yapılan söyleşi vardı. Konuşurken soğuk nedeniyle ağzından çıkan dumanları görebiliyordum. Bunun üzerine Jon Favreau’yu mağarayı soğutma konusunda ikna ettim. Mağaramızın çeşitli yerlerine air condition sistemi kurarak aktörlerin üzerine bol miktarda soğuk hava yolladık. Sanırım setteki herkes benden nefret etmiştir ama son derece etkili olduğunu, esir tutulmanın zorluğunu gösterdiğini düşünüyorum.”

Hiç yorum yok: