Anestezi Bilmecesi

21 Mart’ta gösterime giren Anestezi adlı film, yalnızca tıp dünyasının bildiği bir gerçeği gözler önüne seriyor: Ameliyat sırasında, anestezinin etki göstermemesi mümkün!

Yakın zamanda ameliyat olacak kişilerin izlememesi tavsiye edilen film, “anestezi farkındalığı” adı verilen bir durumu konu alıyor. Buna göre anestezi uygulanan yaklaşık her 1000 hastadan 1’i, uykuya dalmayabiliyor. Bu hastaların bir kısmı bütün ameliyatı, bütün acıyı da hissederek uyanık olarak geçirmek zorunda kalıyorlar. Verilen kas gevşeticiler nedeniyle, herhangi bir tepki gösteremedikleri için de kimseyi bu durumdan haberdar edemiyorlar.

Filmde, açık kalp ameliyatı geçirecek olan genç işadamı Clay’in başına gelen bu korkunç durum, doktorlara göre nadiren de olsa rastlanan bir durum.

Tıbbi yazıları ile tanınan yazar Sandra Blakeslee, New York Times’da yayınlanan yazısında şöyle diyor: “Anestezi, en etkili ve aynı zamanda en anlaşılmaz tıbbi müdehalelerdendir. Bilinç açıklığı nasıl hala gizemini koruyorsa, bilinci kapamak konusu da halen bilinmeyenlerle dolu.”

Anestezi uzmanları, hasta üzerinde istenilen etkiyi yaratmak için yaklaşık 15 farklı ilaçtan oluşan bir karışım uyguluyor. “Acıyı bloke etmek için farklı, anksiyete ve amnezinin önüne geçmek için farklı ilaç türleri karıştırılırken, vücudu paralize etmek için kas gevşeticiler; bilinci kapamak için de volatil gazlar verilir. Bu ilaç karışımları, her hastanın ihtiyacına göre özel olarak hazırlanır.” diyor Blakeslee.

Doktorlar, “anestezi farkındalığı” yaşayan her hastanın acı hissetmeyeceğini, bazılarının sadece ameliyat sırasındaki konuşmaları duyabileceğini belirtirken; bizzat bu korkuç deneyimi yaşayan hastalar, resmi istatistiklerin gerçeği yansıtmadığı görüşünde.

“Anestezi Farkındalığı Kampanyası”nın öncüsü ve başkanı olan Carol Weihrer, Amerika Birleşik Devletleri’nde her gün 100 ile 200 arasında vaka yaşandığını, ki gerçek sayının rapor edilen bu rakamdan çok daha yüksek olabileceğini belirtiyor.

Bu kabusu, 1998’de geçirdiği göz ameliyatı sırasında bizzat yaşayan Weihrer; yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Sağ gözüm ameliyat ile alınacaktı. Birçok ilaç verildi ancak anestezi etkili olmadı. Onun yerine, bol bol paralitik verdikleri için hereket edemiyor, hiçbir şekilde iletişim kuramıyordum ama olan bitenin tamamen farkındaydım.”

“Paralitik verildiğinde, ne yaparsanız yapın hareket etmeyen bir bedenin içine hapsolmuş gibisiniz. Bağıramıyorsunuz, kılınızı bile kıpırdatamıyorsunuz. İçimde, avazım çıktığı kadar bağırıyordum ama sesim çıkmıyordu ve gerçekten, ölüyorum sandım.” diyen Weihrer, kendisi gibi mağdurların birçoğu gibi geçirdiği travma sonrası stres teşhisiyle tedavi görüyor.

“24 Ocak 1998’den beri, bir gece bile yatakta uyuyamadım.” diyor Weihrer: “Yatağa yatamıyorum. Ani ve aşırı tepkiler veriyorum. Kalabalık içinde kalamıyorum. Gürültülü yerlerde duramıyorum. Kaburlar görüyorum. Panik atak başladı, uyku bozukluğu yaşıyorum. En fazla 1 saat 15 dakika aralıksız uyuyabiliyorum.”

Doktorlar, kimi durumlarda “anestezi farkındalığı” riskinin arttığına dikkat çekiyor: Bunların arasında, çok kan kaybı olan veya acil ameliyata alınan hastalar bulunuyor. Kan basıncı ve nabzı düşen hastalara, vücutları normal dozda anesteziyi kaldırmayacağı için daha hafif dozda bir karışım uygulanabiliyor.

Hastaların, ameliyat olmadan önce bu konuda doktorlarından bilgi alması, riskli ameliyatlarda beyin faaliyetlerini takip eden BIS monitörlerinin kullanılmasını talep etmesi ve ilaç/uyuşturucu kullanımları konusunda doktorlarına doğru bilgi vermeleri tavsiye ediliyor.

Hiç yorum yok: