Film yapımcılarının yeni “Madagascar”daki öncelikli hedefi

KONU TAMAM, DÖRT KAFADAR HAREKETE HAZIR. BİR KEZ DAHA…

Film yapımcılarının yeni “Madagascar”daki öncelikli hedefi eldeki karakterleri daha da derinleştirmek oldu. Komedi yanları yine olacaktı ama biraz daha fazla duygusal derinlik katılacaktı. Peki, ilk filmde bu unutulmaz karakterleri seslendirmiş olan aktörler, yeni filmdeki yeni yaklaşıma sıcak bakacak mıydı? Aktörlerin hepsi ışığı görüp yeni yaklaşımı benimseyince aynı kadro eksiksiz geri döndü.

Karakterleri daha ileriye taşımaya kararlı olan film yapımcılarının elindeki en değerli kaynak, ilk filmde mikrofon arkasında görev yaparak o karakterlere sesini veren aktörlerdi. Alex, Marty, Gloria ve Melman adlı dört hayvanat bahçesi sakinlerinin girdisini çıktısını, kısacası herşeyini çok iyi biliyorlardı. Daha da önemlisi o karakterler üzerinde doğaçlama yapma becerileri de vardı.
Yeni “Madagascar”ın seslendirmesinde görev yapan aktörleri destekleyen en önemli unsur, öyküdeki ana parametreler oldu. Konunun Afrika’da geçmesine karar verilmesinden itibaren senaryo üzerinde bunu destekleyecek mantıksal geliştirmeler yapıldı. Dört New York’lunun anavatanlarına gidince orada doğal ortamda yaşayan kendi türdeşleriyle tanışmaları başta olmak üzere yeni parametreler eklendi.

Ancak film yapımcılarının en çok önem verdiği karakter Alex oldu. Hayvanat bahçesinin starı olan Alex’in eve dönüşüyle birlikte anne ve babasıyla yeniden kavuşmasına ağırlık verildi. Henüz küçük bir yavru aslanken izini kaybettiği anne-babasıyla yeniden kavuşması sahnesi önem kazandı. İki tarafın da birbirinden belirli beklentileri olacaktı ama show dünyasında rahar ortamda çalışmaya alışmış bir aslan, Afrika’nın vahşi dünyasına nasıl uyum sağlayacaktı?

Alex karakterine sesini veren Ben Stiller’in bu karakterle ilgili yorumu şöyle: “Sevimli aslanımız Alex’in Afrika’da karşılaştığı engeller çok büyüktür. Ayrıca karşısında uçsuz bucaksız bir dünya vardır. Bunun yanısıra babası da gururuna çok düşkün bir aslan olduğu için Alex’ten beklentileri yüksektir. Alex başlangıçta herşeyin kontrol altında olduğunu düşünür. Sonuçta evine dönmüştür ve New York’taki başarılarını ailesine kanıtlama zamanı gelmiştir. New York’un aslan kralı olduysa bunun boşuna olmadığını ailesine kanıtlamaya kararlıdır. Ancak bu noktada farklı kültürlerin getirdiği anlaşmazlıklar devreye girer. Alex artık bu yeni dünyanın kurallarına göre oynamak zorundadır. Orada kaybedenlere yer yoktur ve yok olmaya mahkumdurlar. Karşılaştığı bu yeni dünya Alex için tam bir şoktur.”

Zebra Marty’e gelince, onun bu yolculuğa çıkma sebebi aslında farklılıkları keşfetmek değil, vahşi doğadaki türdeşlerini bulmaktır. Hayvanat bahçesinde geçen hayatı boyunca hep vahşi doğada kendi türdeşleriyle beraber özgürce dolaşmayı hayal etmiştir. O şans artık kapısını çalmıştır.

Zebra Marty’nin seslendirmesini yapan Chris Rock’ın bu karakterle ilgili yorumu şöyle: “Bu dünyada yaşadığı ortamdan memnun olmayan, dışarıdaki hayatın daha gösterişli ve daha iyi olduğunu düşünen çok insan var. Aslında bu, Marty’nin çevresindeki arkadaşlarını takdir etmediği anlamına gelmez. Onların dostluğundan da memnundur ama çevresinde kendi cinsinden olan başka zebralarla olmak ister. Yüzeyden bakınca bu mantık doğrudur. Çevrenizde size benzeyen ne kadar çok insan varsa daha mutlu olacağınızı düşünürsünüz. Ancak psikologlar bunun her zaman doğru olmadığını, farklılıkların grupları zenginleştireceğini söyleyeceklerdir.”

Chris Rock sözlerine şöyle devam ediyor: “Aslında bunu en iyi arkadaşlarınızın sizin gibi davranmasına, sizin gibi giyinip sizin gibi konuşmasına benzetebiliriz. Başlangıçta bu durum egonuzu patlatabilir ama bir süre sonra sıkılmaya başlarsınız. Şimdi bu durumu alalım ve yüzlerce benzerinizle bir arada olduğunuzu düşünelim. Marty’nin çevresinde tıpkısının aynısı yüzlerce zebra var. Hayvancağızın yaşayacağı hayal kırıklığını düşünün. Çevreniz sizin yüzlerce benzerinizle doluyken nasıl hissedersiniz?”

Hastalık hastası zürafamız Melman ise, meşhur kuruntularından az da olsa kurtulacağı yeni yerler ister. Central Park’taki Hayvanat Bahçesinden (ve tabii ilaçlarından) uzaklaşan Melman, Madagaskar adasının harika ortamında biraz olgunlaşmıştır. En azından artık daha az gergindir. Ancak orada da uğraşacağı yeni sorunlar bulmayı başarır. Yeni sorununun ismi, su aygırı Gloria’ya duyduğu platonik aşkıdır.

Melman’ı seslendiren David Schwimmer, sesini verdiği bu karakteri şu sözlerle tanımlıyor: “Melman’ın başına bu kez oldukça dramatik şeyler gelir. Bindikleri uçağın yere çakılacağından artık emin olduğu bir noktada Gloria’ya aşkını itiraf etmeyi başarır. Ancak ne yazık ki Gloria o sırada uyuduğu için duymaz. Kendi kendine öğrendiği tıbbı bilgiler sayesinde diğer zürafaların büyücü doktorluğu ünvanını elde eder. Hayatının sona ermek üzere olduğunu bir kez daha düşündüğü anda Gloria ile arkadaşlarını kurtarmak için kendisini gönüllü olarak kurban etmeye karar verir.”

Su aygırı Gloria’nın kendi imajıyla ilgili herhangi bir problemi yoktur. Bir su aygırı olduğunun farkındadır ve bundan memnundur. Kendine güvenli ve çok tatlıdır. Su kaynağının başında bir su aygırları sürüsüyle karşılaştığında hepsini sevgiyle kucaklar. Onlar da aynı coşkuyla karşılık verirler.

İlk filmde de seslendirmesini yaptığı Gloria karakterine bir kez daha dönmekten heyecan duyduğunu ifade eden Jada Pinkett Smith, duygularını şu sözlerle dile getiriyor:

“O film (Magadascar) çocuklarımla beraber izleyebildiğim ilk filmim oldu. Daha önce birçok filmde oynadığım halde onları çocuklarımla izleyememiştim. Gloria karakterini onların da yakından tanımasını istedim. Gloria özgüven düzeyi yüksek bir karakterdir. Kendi halinden memnundur. Dış görünümünden mutlu olmayan genç kızlara bu filmin sağlam bir mesaj göndereceğini düşünüyorum. Bence önemli olan, insanın kendisini önemli algılamasıdır. Bu filmde her zamanki gibi bol bol eğleniyoruz ama aynı zamanda küçük bir mesaj da gönderiyoruz.”

Hiç yorum yok: