Sihirli Şehir’e hoşgeldiniz

“Sihirli Şehir’e hoşgeldiniz. Bu toplumun değerli bir üyesi olarak insanoğlunun ışığını sürdürmek için seçildiniz. İnsan ırkı ancak sizin sayenizde uzun ve refah dolu bir geleceği ümit edebilecektir.”

FİLM OLMADAN ÖNCE KİTAPTI

Jeanne DuPrau, 2003’te yayınlanan ilk kurgu romanı “The City of Ember”in konusunun 1980’li yıllardan beri hep aklında olduğunu belirterek, “Benim çocukluğum 50’li yıllarda geçti. Bu nedenle aklımda hala nükleer savaş korkusunun güçlü anıları vardır. İnsanlar o yıllarda nükleer savaş çıkarsa neler olabileceği üzerinde konuşurlardı. Bomba sığınakları inşa ediyorlardı. Bütün bunların bende derin etki bırakması kaçınılmazdı” diyor.

Çocukluk döneminden aklında kalanlardan yola çıkan Jeanne DuPrau kendi kendisine şu soruyu sordu: Günün birinde tüm toplumlar dünya üzerinde bir yere mülteci olarak sığınmak zorunda kalırsa ne olur? İnsan ırkını müthiş bir tehlikeden korumak için inşa edilen Sihirli Şehir işte böyle doğdu.

Romanın el yazımı müsvettelerini okuma fırsatını bulan yönetmen Gil Kenan, yapmak istediği filmin asıl starının Sihirli Şehrin kendisi olacağını hemen fark etti. “Bu öyküde şehir başlıbaşına bir karakterdir” diyen yönetmen, bu konudaki yaklaşımını şu sözlerle dile getiriyor:

“Sihirli Şehir tıpkı insan gibi sürekli atan kalbiyle ve sinir sistemine benzer yapısıyla romanın ve filmin baş karakteridir. İnsanoğlunu içinden geçtiği karanlık dönemlerin tehlikesinden korumak için inşa edilmiştir. Dolayısyal anlatılan öykünün odak noktasındaki tüm karakterleri birleştiren gizem, Sihirli Şehrin kuruluşundaki sırdır. Şehrin nasıl kurtarılacağı daha en başında belirlenmiş ama kimsenin bilmediği bir sır olarak kalmıştır. Hepimizin gündelik hayatında yaşadığımız şehir ile bizim aramızda duygusal bir bağ vardır. Sihirli Şehir’de şehir halkının birbirleriyle olan karmaşık ve duygusal ilişkisi keşfe çıkılır. Bunun yanısıra vatandaşlar ile şehrin kendisi arasındaki bağlar da gözlemlenir.”

Kısaca UCLA olarak bilinen Los Angeles Üniversitesi Film Okulu’ndan “The Lark” adlı başarılı tez filmiyle mezun olan Gil Kenan, diplomasını aldıktan hemen sonra Tom Hanks ile Gary Goetzman’ın ortak prodüksiyon şirketi Playtone ile iletişime geçme fırsatını elde etti. Hanks ile Goetzman tanışma toplantısında ona “Ember” projesi hakkında bilgi verdiler.

Gil Kenan o gün yapılan toplantıyla ilgili izlenimlerini şu sözlerle aktarıyor: “Toplantıda nasıl bir film yapmak istediğimi anlattım. Kontrollü çevre içerisinde geçen bir aksiyon macera filmi yapmak istediğimi söyledim. Bunun üzerine elime ‘City of Ember’ kitabını tutuşturdular. Kitabı o gece okudum ve ertesi gün geri dönüş yaparak filmi yapmak istediğimi bildirdim. Üç gün sonra yine Playtone’daydım. Bu kez filmin nasıl yapılacağı üzerinde konuşuyorduk.”

Tom Hanks’in bu konudaki yorumu ise şöyle: “Kitabı okuduğumda dopdolu bir içeriğe sahip olduğunu gördüm. Daha önce böyle bir kitabı ne görmüş, ne okumuştum. Uzun zamandan beri böylesine özgün bir öykü ve karakterler sunan bir yapıt arayışındaydım. Bu kitap tam zamanında geldi.”

“City of Ember”in film haklarını opsiyonlayan Playtone yetkilileri, Caroline Thompson’dan senaryoyu yazmasını istediler. Filme çekilmiş ilk senaryosu bol ödüllü “Edward Scissorhands” olan Caroline Thompson, o günden beri kendi çalışmalarının film versiyonlarını yönetmesiyle tanınıyordu. Bu defa bir değişiklik yaparak yönetmenlik koltuğunu Gil Kenan’a bırakmayı kabul etti.

Yönetmen Gil Kenan’ın Caroline Thompson ile ilgili yorumu şöyle: “Caroline’in çalışmalarını her zaman takdirle izlemişimdir. Karakterlere hayat verirken hümanist boyutu asla ihmal etmediğini biliyorum. Filmi yaparken kitapla paralellik taşımasını, ancak ayrı bir yolda ilerlemesini istediğimi kendisine anlattım. Bu düşüncemi dikkate alarak ortaya mükemmel bir senaryo çıkarttı. Böyle durumlara pek sık rastlanmaz. Senaryo ofise geldiğinde hepimiz o eşsiz ışığı hissettik.”

Aradaki dönemde Robert Zemeckis ve Steven Spielberg’den davet alan Gil Kenan, “Monster House” adlı animasyon filminin yönetmenliğini üstlendi. Yapımı üç yıl süren “Monster House” sayesinde 2006 yılında en iyi animasyon filmi kategorisinde Oscar adaylığı aldı.

“Monster House”un yapımının devam ettiği günlerde Playtone yetkilileri de boş durmayıp “City of Ember”ın beyazperdeye uyarlanması çalışmasını sürdürdüler. 2007 yaz aylarına gelindiğinde yönetmen ve prodüksiyon ekipleri tam olarak hazırdı.

Hiç yorum yok: