FİLMDEKİ ROLLERDEN ÖNCE SAYFA ÜZERİNDEKİ KARAKTERLER VARDI

Kitapta Lina Mayfleet ve Doon Harrow adını verdiği karakterleri yaratırken nereden esinlendiği sorulunca Jeanne DuPrau şu yanıtı veriyor: “Kendi çocukluğumdan esinlendim. Doon ve Lina karakterleri büyük oranda benim çocukluğumdur. Lina yaratıcı bir kızdır. Hareketli, enerji doludur. Buna karşılık Doon meraklıdır. Bulmaca çözmeyi sever. Kitap koleksiyonu yapar. Bende bu özelliklerin her ikisi de vardı. Dolayısıyla kitabı yazarken kendi çocukluğumu tanımlamış oldum.”

LINA MAYFLEET: HABERCİ, BİLGE KIZ

Arkadaşı Doon Harrow ile birlikte şehrin sırlarını birer birer çözmeye başlayan Lina Mayfleet rolünde kamera karşısına geçecek oyuncuyu bulmak zorlu bir çalışma gerektiriyordu. Yönetmen Gil Kenan, Lina rolünü üstlenen Saoirse Ronan’ın nasıl bulunduğunu şöyle anlatıyor:

“Lina’yı bulmak için altı ay boyunca dünyada dolaşmadığımız ülke kalmadı. Saoirse Ronan ile tanıştığımızda Lina’nın sesini duyduğuma ikna oldum. Tıpkı Lina gibi Saoirse de doğa harikası bir kızdır. Bugüne kadar onun gibisini görmemiştim. Yetenekleri üzerinde tam kontrole sahip olduğunu gördüm. İstediği anda gaza basıp istediği anda frene basarak yavaşlamasını bilen bir oyuncuydu. İzleyicinin özellikle Saoirse’in adeta insanı esir eden gizemli bakışlarına dikkat etmesini istiyorum.”

Görüntü yönetmeni Xavier Perez Grobet de, aynı düşüncede olduğunu belirterek izlenimlerini şu sözlerle dile getiriyor: “Saoirse ile ilk kez çalıştım ama yetenekleri karşısında afalladım diyebilirim. Bence o doğal yeteneklere sahip olan güzel bir kız… Rol yapmak ona o kadar kolay geliyordu ki, sanki üzerinde kafa yormaya bile gerek duymadan kamera önüne geçer gibi bir hali vardı. Kamera karşısında nerede durması gerektiğini tam olarak bildiği gibi kamerayla nasıl iletişim kuracağını da biliyordu. Kısacası Saoirse Ronan her görüntü yönetmeninin rüyasıydı.”

Senaryoyu çok sevdiğini söyleyen Saoirse Ronan, filmde portresini çizdiği karakteri şu sözlerle tanımlıyor: “Lina çok kararlı bir kız… Harekete geçmeye karar verdiği andan itibaren onu hiçbir şey durduramaz. En çok sevdiğim yönü bu oldu. Yapması gereken bir işi vardır. Aynı zamanda bebek kızkardeşi Poppy ile büyükannesine de bakmak zorundadır. Bu yüzden yaşına kıyasla çok yüksek sorumluluk duygusuna sahiptir. İşini büyük bir zevkle yapar. Şehrin her yerinde koşturarak mesajları dağıtır. Tanıştığı yeni insanlarla sıcak iletişim kurmasını bilir. Şehirdeki dükkanlarda hiçbir şey olmadığı için herkes son derece yaratıcı olmak zorundadır. Sürekliliği sağlayabilmek için hiçbir şeyin ziyan edilmemesi ve çöpe atılmaması gerekir. Bu da yaratıcı olmayı gerektirir. Ayrıca Sihirli Şehir’de televizyon yayını da olmadığı için herkes kendi eğlencesini yaratmak zorundadır.”

Kitabın yazarı Jeanne DuPrau’ya, Lina rolünde oynayan Saoirse’nin beklediği gibi olup olmadığı sorulduğunda şu yanıtı veriyor: “Saoirse’i ‘Atonement’ adlı filmde izlediğimde harika bir oyuncu olduğunu düşünmüştüm. Bu yüzden Lina karakterinde yaptıklarından çok memnun kaldım.”

Hiç yorum yok: