“Madagascar”, dünyanın her köşesinde izleyicinin gözdesi oldu

DEVAMINI GETİRMEK HOŞUMUZA GİTTİ!

2005 yaz sezonunda gösterime giren “Madagascar”, dünyanın her köşesinde izleyicinin gözdesi oldu. Tüm dünyada elde ettiği yarım milyar doların üzerinde gişe hasılatıyla da yılın 1 numaralı aile komedisi ünvanını kazandı. Hayal gücü kuvveti aslan Alex, geveze zebra Marty, her zaman endişeli zürafa Melman ve zeki su aygırı Gloria, o sezonun en popüler dörtlüsü oldular.

Senaryo yazarı / yönetmen Eric Darnell, “Madagascar”ın izleyici tarafından kabul görmesi karşısında derin bir nefes alarak rahatladığını, ama gösterilen ilgiye aslında çok da fazla şaşırmadığını belirterek duygularını şu sözlerle ifade ediyor:

“Madagascar’ın elde ettiği büyük başarının temelinde izleyicinin kolayca benimseyebileceği sevimli ve eğlendirici karakterler vardı. Daha da önemlisi izleyiciyle insani düzeyde bağlantı kurabiliyorlardı. Tüm kusurlarına, endişelerine rağmen karşılaştıkları problemler ne olursa olsun izleyici onlara empati duydu, karşılaştıkları sorunlardan bir an önce kurtulmalarını istedi.”

Sözü devralan yazar / yönetmen Tom McGrath şöyle devam ediyor: “Ben Stiller, David Schwimmer, Chris Rock ve Jada Pinkett Smith ile kafa kafaya vererek yarattığımız karakterlere hepimiz aşık olduk. İzleyici de onları çok sevdi. O filmde vahşete ve acımasızlığa karşı uygarlık temasını ele aldık. Hayvanat bahçesinde kalan dört hayvanın başının derde girmesi üzerine aralarındaki arkadaşlığın sınavdan geçtiği bir dostluk öyküsüne dönüştürdük. Daha ilk filmi tamamladığımız günlerde –hit filme dönüşmeden önce- bile bu karakterlerle yapacağımız daha çok şey olduğunu düşünüyorduk.”

New York’taki hayvanat bahçesinin dört sakininin macelarına devam etme isteğinin o günlerde filizlendiğini söyleyen Tom McGrath sözlerini şöyle sürdürüyor:

“DreamWorks Animation’un Başkanı Jeffrey Katzenberg ile birlikte ilk filmin galası için Avrupa’ya uçarken bu konuyu konuşuyorduk. İlk film popüler olmadan önce de elimizdeki karakterlerle bir film daha yapmak istemiştik. Hatta o uçakla Avrupa’ya giderken yeni öyküyü oluşturmaya başladığımızı hatırlıyorum. Karakterlerimiz bu kez anavatanları olan Afrika’ya gidecekti. Dört New York’luyu Afrika’nın geniş düzlüklerine götürmek, ilk filmdeki ‘sudan çıkmış balık’ hikayesine devam etmenin harika bir yoluydu.”

İlk “Madagascar”ın yönetmeni ve yapımcısının yeni öykü için çalışmaya başladığı günlerde film de gösterime girdi ve dünyanın her köşesindeki izleyicinin coşku dolu heyecanıyla karşılaştı. Yeni projenin şekillendirilmeye başladığı günlerde ekibe yapımcı Mark Swift de katıldı. Filmin senaryosunu ise Tom McGrath, Eric Darnell, Etan Cohen üçlüsünün yazması gündeme geldi.
Yapımcı Mark Swift’in senaryo ile ilgili yorumu şöyle: “Kadroya kim katılırsa katılsın elimizde iyi ve işe yarar bir öykü olmadığı takdirde bu macerayı sürdürmenin anlamı olmayacağında hemfikirdik. Bence herşeyden önce öykü gelir. ‘Madagascar’da herkesin sevdiği karakterler olduğu için o karakterleri geri getirmemiz gerekiyordu. Onlar olmadan aynı başarıyı tekrarlayamazdık. Bu nedenle yeni film için etkileyici bir öykü üzerinde odaklandık.”

Yazar / yönetmen Eric Darnell de şöyle bir yorum getiriyor: “Aslında bu zincirleme bir reaksiyon gibidir. Dört kahramanımızı Madagascar’a giden uçağa yerleştirirken uçakta başka kimler olmalı diye sorduk. Öncelikle penguenlerimiz mutlaka olmalıydı. Uçağa pilotluğu onlar yapacaktı.

Penguenlerin uçağa alınması böyle oldu. Julien, Maurice ve Mort’u da arkada bırakamazdık. Onlar da komik karakterlerdir. Tıpkı sevimli şempanzelerimiz Phil ve Mason gibi onlar da grubun parçasıdır. Ayrıca bu karakterleri korurken onların Afrika’da karşılaşacağı yeni karakterler üzerinde de odaklanmamız gerekiyordu. Sonuçta büyük bir dengeyi tutturma çalışması içine girdik.”

İlk “Madagascar”da sadece dört kahramanımız değil, penguenler ve şempanzeler de izleyicinin beğenisini kazanıp popüler olmuşlardı. Bu nedenlerle yeni “Madagascar”da onlara da önemli ölçüde yer vermek gerekiyordu. Ancak filmin kısıtlı süresi içinde hepsine birden yer vermek kolay değildi. Yazar / yönetmen McGrath’ın bu konudaki yorumu şöyle:

“İlk filmdeki karakterlerin hepsi çok sevildiği için izleyici onları perdede daha uzun süre görmek isteyecekti. Ancak hepsi için bağımsız öykü çizgileri üretip limitli zaman dilimine sıkıştırmak kolay iş değildi. Karşımıza çıkan zorluklardan birisi bu oldu. Sonuçta ikinci düzey karakterlerin hepsini ana öyküye destek verecek şekilde yapılandırdık. Elimizde 13 karakter olduğu için başka çaremiz yoktu.”

Senaryo yazarları bu noktada yeni öykünün merkezine New York’un Kralı aslan Alex karakterini yerleştirmeye karar verdiler. New York’ta hayvanat bahçesi ziyaretçilerine showmanlik yapan Alex, ailesini görmek üzere Afrika’ya gitmek ister. Ancak büyük kentteki yetenekleri Afrika’nın geniş düzlüklerinde işe yaramayacaktır. Daima sürüden ayrılma hayalleri kurmuş olan sevimli zebra Marty de, Afrika’da kalabalık zebralar grubu içerisinde ne yapacağını bilemez. Biraz daha olgunlaşmış olan su aygırı Gloria ise, yeni bir ilişki fırsatı bulunca bir ilişkinin ne olduğunu keşfetmek için zaman bulur. Zürafa Melman’a gelince, o da sadece kendisini zürafalar ordus içinde bulmakla kalmaz, aynı zamanda su aygırı Gloria’ya karşı gerçek duygularıyla da yüzyüze gelir.

Hiç yorum yok: