Birisi “Aksiyon” mu dedi?

Film yapımcılarının amacı, en başından beri farklı türde bir aksiyon filmi yapmak oldu. İzleyici açısından aksiyon boyutunun önemine dikkat çeken Alex Kurtzman, bu konudaki yaklaşımını şu sözlerle açıklıyor:

“Filmlerdeki karakterlerin tehlikede olup olmadığına izleyici sadece aksiyon sahneleri aracılığıyla emin olur. Ancak aksiyon filmlerinde karakter boyutuna çok fazla önem verilmediğini görüyoruz. Eğer izleyici o karakteri sevmediyse veya yeteri kadar bilgi alamadıysa, hayatı tehlikeye girdiğinde de umursamaz. Bu filmdeki iki insan (Jerry ve Rachel) son derece normal ve sıradan insanlardır. Bu filmi klasik anlamdaki diğer aksiyon filmlerinden farklı kılan yönü de budur.”
Jerry rolünde oynayan genç aktör Shia LaBeouf, yönetmeni D.J. Caruso’nun hayata geçirdiği aksiyon anlayışıyla ilgili düşüncesini şu sözlerle açıklıyor:

“D.J. filmin kalp atışlarına ve ritmine gerçekten önem veren bir yönetmendir. Aksiyon filmlerinde bu yaklaşıma çok az rastlanır. Büyük set parçalarının olduğu filmlerde duygular genellikle ikinci plana kalır. Çünkü yönetmen, filmin satması ve iyi bir fragman yapmak için duyguların önemli olmadığını düşünür. Ancak D.J. aksiyon boyutunun ancak karakterler ve içinde bulunduğu durumun yansıtılmasıyla birlikte çalışacağını çok iyi bilen bir yönetmen olduğu için karakterlere de ağırlık verdi.”

Ancak karakterlere önem veriliyor olması, izleyicinin filmde hareket dolu aksiyon sahneleri izlemeyeceği anlamına gelmiyordu. Yönetmen Caruso filmin genel yapısını şu sözlerle özetliyor:
“Filmin ilk bir saatlik bölümü müthiş bir video oyunu gibidir. Döndüğünüz her köşede karşınıza ne çıkacağını bilemezsiniz. Film adeta bir bombanın patlaması gibi başlar ve hiç yavaşlamadan devam eder. Birbirinden görkemli “set parçalarıyla” dolu filmimizdeki heyecan yüklü aksiyon sahnelerinin izleyiciyi sürekli diken üstünde tutacağını inanıyorum. Filmi yaparken bilgisayar kökenli görüntülerden mümkün olduğunca kaçınarak gerçek sahnelere yer verdik.”

Caruso sözlerine şöyle devam ediyor: “Aksiyon boyutunun gerçek olmasını istedim. Çünkü 70’li yıllarda çekilen filmlerin araba takip sahnelerinin sıkı bir hayranıyım. Gerçek aksiyon o filmlerdedir. Arabalar çarpışıp havaya uçtuğunda ortaya görüntülemeye değer tablolar çıkar. Bu yüzden digital teknolojiden olabildiğince uzak durmak istedim. Filmde inşaat vincinin o binaya girdiği sahnede hiç digital efekt kullanmadık. Hazırladığımız bina setine giren vinç gerçek bir vinçtir.”

Yapımcı Alex Kurtzman da şunları ekliyor: “Aksiyon boyutunu gerçekçi kılmak için 70’li yılların unutulmaz filmi ‘French Connection’daki gibi klasik araba takip sahnelerini model aldık. Araba takip sahnelerinde fizik kanunları hiçbir zaman inkar edilmez. Arabanın çarpıştığı esnada neler olduğunu, içindeki insanların yaralandığını iliklerinize kadar hissedersiniz. Biz de bunu yansıtmak istedik.”

“Eagle Eye”ın konusu sadece birkaç günlük süreyi kapsar. Dünyanın çeşitli köşelerindeki çeşitli kentlerde bulunan düzinelerce mekanda geçer. Filmin açılışında Pentagon’un Ulusal Askeri Komuta Merkezi’nde Savunma Bakanı’nın İran – Pakistan sınırındaki küçük köyde meydana gelen şüpheli aktiviteyi gerçek zamanlı olarak izlediği sahneden başlayarak Jerry ile Rachel’in soluk kesen iz sürmesine kadar her sahnede hızlı tempolu aksiyon filminin gerekleri yerine getirildi.

Filmin oyuncu kadrosu ve teknik ekipleri, 77 günlük sürede 100’den fazla mekana taşınılarak 200 sahnenin çekilecek olmasından nasiplerini fazlasıyla aldılar.

Shia LaBeouf çekimler boyunca nasıl bir süreç yaşandığını şu sözlerle anımsıyor: “Yapılması zor bir film oldu. 60 – 70 günlük süre boyunca hiç soluk almadan en zor mekanlarda sıkı çalışma yaptık. Sürekli hareket halinde olan 120 insan düşünün, bizim halimiz aynen öyleydi.”
Rol arkadaşı Michelle Monaghan da, sürekli hareketten şikayeti olmadığını belirterek şöyle konuşuyor: “Bu durum, portresini çizdiğim Rachel karakterini daha iyi yansıtmama yardımcı oldu diyebilirim. Her gün nereye gittiğimizi tam olarak bilemeden yolculuk yapmamız sayesinde sürekli diken üstünde gibiydim. Bu yüzden kendimi her yeni günde daha iyi hissettim ki, bu çok çok heyecan vericiydi.”

Bu konuda son sözleri D.J. Caruso söylüyor: “Bağımsız yol filmleri tadında bir film oldu. Farklı mekanlarda sadece bir iki gün kalıyor, sonra başka bir mekana hareket ediyorduk. Çünkü filmin başrolündeki iki karakter sürekli hareket halindeydi. Böyle yapmakla filmin belirli bir perspektif içerisinde kalmasını sağladık.”

Hiç yorum yok: