Oliver Stone Beyaz Saray'ı anlatıyor

Yönetmen Oliver Stone, izleyicinin bu filmi Bush ailesinin yanlış yolda yürüyen uyumsuz oğluyken dünyanın en güçlü adamlarından birisi haline nasıl geldiğinin; Amerika Birleşik Devletleri Başkanları arasında en etkileyici başkanlardan birisi oluşunun, başkanlık makamındaki ilk yıllarının nasıl geçtiğinin ilginç masalı olarak algılamasını umuyor.

Filmin Bush’u incitmeye veya değerini ölçmeye yönelik olmadığını özellikle belirten yönetmen, yargılama gibi bir niyeti taşımadığının altını çizerek şunları söylüyor:

“Bu filmde Bush’u aşağılama veya incitme gibi bir niyetimiz olmadı. Zaten yönetmenlik anlayışıma göre böyle bir yaklaşım da doğru değildir. Filmde geniş bir zaman dilimi var. Negatif bakış açısına nasıl ihtiyaç duyabiliriz ki? Bush’un kendi sözleriyle konuşmasına izin verdik. Kendi kişilik yapısının ve kişisel tarihçesinin bir fonksiyonu olarak Irak Savaşı’na kalkışmasında kendi sebeplerini göstermeyi hedefledik. Umarım ki izleyici sinema salonundan çıkarken, ‘Bu adamı anlıyorum. Düşüncelerine katılmıyorum ve sonuçlarından hoşlanmıyorum ama anlıyorum” diyecektir.”

Oliver Stone sözlerini şöyle noktalıyor: “Bu bir dramadır. ‘Oedipus’ filminden çıkarken Oedipus’u sevdiğimi söylemem. Agamemnon’u da sevdiğimi söyleyemem. Hatta Yunan kahramanların çoğundan hoşlandığımı söyleyemem. Onlardan bazıları aşağılık heriflerdir. Ancak onları seyrederken öykülerini izlersiniz. Sonuçta bir dramadır. Sempatiyle bakabileceğiniz bir karakter bulmak kolay olabilir ve böyle olması makbuldür. Nitekim film stüdyosu uzmanları ‘makbul’ sözcüğünü severler. Ancak aynı zamanda yanıltıcı bir yoldur. Eğer biz herkese sempati duyarsak, yapay bir değerler sistemi yaratırız. Bence daha doğru ve gerçek olanı, her zaman onaylamasak da empati duyabileceğimiz ve anlayabileceğimiz karakterler yaratmaya çalışmaktır.”

Hiç yorum yok: