Oliver Stone’un yönettiği “W”, Beyaz Saray

Oliver Stone’un yönettiği “W”, Amerika Birleşik Devletleri’nin 42. Başkanı George W. Bush’un Yale Üniversitesi’nde öğrenim gördüğü günlerde kaldığı öğrenci evinden başlayarak Teksas’taki petrol tarlalarında devam eder; ileride ABD Başkanı olacak bir adamın mücadelelerini, başarılarını ve her ikisinin de sonuçlarını anlatır.

“W” filmi, yönetmen Oliver Stone’un ABD başkanlarını anlattığı ilk biyografi çalışması değildir. Daha önce de Richard M. Nixon’ın hayatını ve başkanlık dönemini ele alan bir film çekmişti. “Nixon” adını taşıyan o filmiyle dört dalda Oscar adaylığı aldı.

Nixon’ın politik görüşlerini paylaşmadığı için onu olduğundan küçük gösteren bir film yapma riski vardı ama objektif davranarak bir erkeğin empati ağırlıklı dengeli portresini sunmayı başardı. “W”yi çekerken hedefi yine aynı oldu. Fotoğraf malzemesini, sözleri ve politikaları arka plana almak suretiyle bir erkeği tüm kusurları ve güçlü yönleriyle gözler önüne sermeyi amaçladı.

Politik açıdan Bush ile aynı düşüncede olmadığını açık açık söyleyen Oliver Stone, portresini çizdiği başkan ile ilgili şu yorumu yapıyor:

“Bush’un tüm dünya üzerinde olağanüstü büyük etkisi oldu. ABD Başkanlık makamının güç kullanım düzeyi hiç bu kadar üst düzeyde olmamıştı. Bu film güncel bir çalışma olduğu için elbette bazıları şiddetle karşı çıkacak ama bazıları da neyi anlattığımızı çok iyi anlayacak. Bizim filmimizin Bush’u şimdiye kadar hiç görmediğimiz bir açıdan ele aldığını düşünüyorum. İzleyiciler bu sıradışı başkana perde arkasından bakma şansı bulacak. Hepimiz onu yakından tanıdığımızı zannedebiliriz ama aslında gerçek kimliğini bilmiyoruz. Çünkü ortada imajları hep kendisine bağlı ekipler tarafından yapay olarak yaratılan bir başkan var. Bence bu öykünün en büyüleyici yanı, filmin özünde yer alan baba-oğul öyküsüdür. Yıllardır Bush ailesinde anne-oğul faktörünün önemli olduğu düşüncesindeydim ama araştırmalarımı derinleştirdikçe baba faktörünün düşündüğümden daha büyük rolü olduğunu keşfettim.”

Oliver Stone, baba ile oğul arasındaki karmaşık ilişkinin George W. Bush üzerinde aşırı yüksek etkisi olduğunu, sonuçta bu durumun Birleşik Amerika ve tüm dünya üzerinde etki yaptığını sözlerine ekliyor. Bu konunun irdelenmesinin Bush ailesinin hoşuna gitmediğini belirterek sözlerine şöyle devam ediyor:

“Erkek çocuklar babalarıyla birçok şekilde rekabet halindedir. Psikolojide buna Odipus kompleksi adı verilir. Bush ailesi bu konuda konuşmaktan hoşlanmaz. Anlamsız bir terim olduğunu iddia ederler. Ancak Yunan ve Elizabeth dönemine kadar inersek, dramalarda bu ilişkinin son derece zengin ve bereketli bir kaynak olduğunu görebiliriz. Babanın eksik yönleri, yarım kalmış işleri hep oğlunda ortaya çıkar ve sonuçta oğlunun günahları haline gelirler.”

Stone sözlerini şöyle noktalıyor: “Bu filmin özünde başkanlık dönemiyle ilgili sorular gündeme getirilir. Bush’un başkanlığı sırasında neler olduğu irdelenirken ‘Kim bu adam?’ sorusu sorulur. Bush’un nasıl başkan olduğu konusu zaten başlıbaşına büyüleyici bir öyküdür. Başlangıçta ailesinin seçkin yapısına karşı çıkan bir adamken nasıl geri döndüğü anlatılır. Ardından başkanlık döneminde yaptıkları da bambaşka bir büyüleyici öyküdür.”

Hiç yorum yok: