My Best Friend’s Girl oyuncuları anlatıyor

“My Best Friend’s Girl”ün cazibesinin kaynağında Alexis ve Tank karakterlerinin sıradışı bir çift oluşturması ve farklılıklarına rağmen birbirleriyle iletişim kurabilmeleri vardır. Tank bugüne kadar hep aynı tarzı uygulamış, çıktığı kızları her defasında kendisinden nefret ettirerek eski sevgililerine geri döndürmeyi başarmıştır. Ancak Alexis diğer kızlara hiç benzemez. Tank’in attığı adımların gerçek sebebini sezinleyecek bilgeliğe sahiptir. Bu durum önce Tank’i hayrete düşürür, sonra büyülemeye başlar, son olarak da aklını başından alarak Alexis’e aşık olmasına yol açar.

Filmin başarısında başroldeki iki oyuncu arasındaki uyumun çok önemli yeri olduğunu belirten yapımcı Barry Katz, “Kate Hudson ile Dane Cook’un adeta dans edercesine uyumlu oyununu izlemek başlıbaşına bir keyifti. Kamera dışında da birbirleriyle çok iyi anlaştılar. Kamera önünde ve arkasında bu iki oyuncuyla aynı ortamda bulunmak ayrı bir keyifti” diyor.

Bu konuda son noktayı Howie Deutch koyuyor: “Kate ile Dane arasında müthiş bir kimyasal çekim gücü oluştuğuna hiç kuşku yok. Nitro ve gliserin gibiydiler. Sonuç şiddetli bir patlama oldu.”

Dane Cook’un enerjisinden ve oyun tarzından çok etkilendiğini kabul eden Kate Hudson, rol arkadaşıyla ilgili olarak, “Dane yaptığı işe önem veren bir oyuncu… Herşeyden önce performansı üzerinde odaklandı ve en iyiyi yapmak istedi. Onunla birlikte çalışmak son derece keyifliydi” yorumunu yapıyor.

Dane Cook’un rol arkadaşı Kate Hudson ile ilgili gözlemi ise şöyle: “Kate ile çalışmak taptaze havayı solumak gibiydi. Karşınıza dinlemesini bilen bir oyuncu çıktıysa daha iyisini bulamayacağınızı bilmelisiniz. Kate ile diyaloglarımız inanılmaz güzellikteydi. Filmin setlerinde her yeni çekimi heyecanla bekliyor ve, ‘Yeni çekimde onu zorlayabilecek daha neler yapabilirim?’ diye heyecan duyuyordum.”

“My Best Friend’s Girl”teki aşk üçgenini tamamlayan üçüncü oyuncu Jason Biggs oldu. “American Pie – Amerikan Pastası” serisindeki performansıyla adını genç aktör, Alexis’i fena halde kafasına takan ve onunla tekrar beraber olmak için herşeyi göze alan Dustin rolünde oynadı.

Jason Biggs filmdeki rolü için, “Dustin karakterine bakınca akla en başta ‘sinsi’ sözcüğü geliyor ama o aslında çok tatlı birisidir. Kağıt üzerinde mükemmel erkek arkadaştır ama ilişkilerde biraz yetersiz kalır. Olup bitenin farkına çok geç varır ama artık iş işten geçmiştir.”

Kamera karşısında inandırıcı bir “ekran arkadaşlığı” oluşturabileceği bir rol arkadaşı bulmanın kendisi için hayati önem taşıdığını ifade eden Dane Cook, “İki erkek arasında gerçek bir bağlılık olduğunu izleyicinin hissetmesi çok önemliydi. Jason ile ilk tanıştığımız anda bunu başarabileceğimizi hemen anladım. Karşılıklı olarak son derece özgün bir oyun ortaya koyduk” diyor.

Kate Hudson’ın Jason Biggs ile ilgili yorumu ise şöyle: “Jason’daki enerji çok sevimliydi. Öylesine yetenekli ve espri dolu bir oyuncuydu ki, onunla çalışmak çok eğlenceli bir deneyim oldu. Kariyeriniz boyunca size esin kaynağı olabilecek düzeyde çok az insanla tanışma fırsatı bulursunuz. Jason işte o oyunculardan birisiydi. Beraber çalışmaktan büyük zevk aldım.”

Son olarak J.J. Abrams’ın yapımcılığını üstlendiği “Cloverfield” adlı filmde izlediğimiz Lizzy Caplan, filmde Alexis’in küfürbaz ev arkadaşı Amy rolünde kamera karşısına geçti.
Genç oyuncu filmde portresini çizdiği Amy karakterini şu sözlerle tanımlıyor: “Amy müstehcen sözcüklerle konuşan bir kızdır. Sürekli argo konuşmaya bayılır. Alexis’i sevgilisinden ayrılıp kafasına göre yaşaması konusunda cesaretlendirenlerin başında o vardır.”

Filmin oyuncu kadrosunu deneyimli aktör Alec Baldwin tamamladı. Tank’in akademisyen babası Profesör Turner rolünde kamera karşısına geçen Baldwin, bu karakter için şu yorumu getiriyor:
“Kız kolejinde liberal görüşlü bir akademisyen olan Turner, gizliden gizliye şovenist ruhlu kadın avcısı bir çapkındır. Turner karakterinin bugüne kadar gördüğüm en iğrenç ve cinsel açıdan en bencil karakter olduğunu düşünüyorum. Erkek şovenizmi konusunda ondan daha aşırısını bulamazsınız. İğrenç bir adamdır. İnsanlar bu adama gülecekler, çünkü eğlenceli birisidir. Ancak hasta ruhlu bir adam olduğu kesin… Bu karakterin halini görünce insanların gülmek yanında üzülmesini de isterim.”

Yönetmen Howie Deutch’un Alec Baldwin’le ilgili yorumu şöyle: “Alec’in oyunu karşısında hepimiz şaşkına döndük. Bugüne kadar çalıştığım aktörler arasında ufukları en geniş oyuncu oldu. Aynı anda hem müthiş eğlenceli, hem de olağanüstü dramatik olmasını biliyordu. Bunu başarmak çok zordur. Bence o kendi ayarını kendisi yönetebilen çok farklı bir barometre gibiydi.”

Alec Baldwin ile sette kurduğu sıcak dostluğun flmdeki baba-oğul ilişkisini zenginleştirdiğini belirten Dane Cook, deneyimli rol arkadaşı için düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyor: “Alec Baldwin bir klasiktir. Oynadığı karaktere inanılmaz bir enerji ve anlayışla yaklaşmasını bildi. Onunla birlikte çalışmak, bence insanın en sevdiği bluejean pantolonu giymesi gibi keyifliydi.”
Baba-oğulu canlandırdığı genç rol arkadaşı Dane Cook’un performansından etkilendiğini, başrol oyuncusu olmanın gerektirdiği sorumluluğu taşıyabilecek çapta olduğunu söyleyen Alec Baldwin, bu konudaki düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyor:

“Dane gibi genç ve başarılı bir aktörle karşılaşmaya hiç hazırlıklı değildim. Hem komik olmayı başaran, hem de izleyicinin kızı öpmesini isteyeceği aktörlerin sayısı çok fazla değildir. Dane Cook’un ileride yapabileceği çok daha fazla film var. Son derece birikimli ve yetenekli bir oyuncu…”

Yönetmen Howie Deutch açısından “My Best Friend’s Girl” gibi bir filmi yapmanın çok özel bir önemi vardı. 1980’li yıllarda imzasını attığı “Pretty in Pink” ve “Some Kind of Wondergul” gibi filmlerdekine benzer öykü çizgisine geri dönüş için bir fırsat olarak görüyordu.

Deutch bu filmi yapmaktaki amacını şu sözlerle özetliyor: “Uzun süreden beri romantik bir filme geri dönüş şansını bulamamıştım. Doğrudan doğruya ilişkiler üzerine eğlenceli bir film yapmak istiyordum. Neden birlikte olduğumuz konusuyla, kısacası ilişkilerle yakından ilgileniyorum. İlişkileri özel yapan şeyin ne olduğunu bulmaya çalışıyorum. Ne zaman birbirleriyle flört eden bir erkekle bir kız görsem, neler yaptıklarını saatlerce izlesem yine de bıkmam.”

Genç aktör Dane Cook’un yönetmeniyle ilgili yorumu şöyle: “Howie Deutch’un çalışma tarzında Jack Lemmon ve Walter Matthau gibi usta komedyenlerle çalışmış olmanın getirdiği eşsiz bir deneyimin izleri var. Komediyi iyi bildiği gibi aynı zamanda yönetim stiline derinlik de katıyor. Kendisine üstüste sorular soracak kadar çok güvendim. Bence o bu filmin beyni oldu.”

Hiç yorum yok: