James Cromwell - Beyaz Saray

James Cromwell filmde en çok baba/oğul ilişkisine ve iki erkek arasındaki politik ve kişisel farklılıklara ilgi duyduğunu belirterek düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyor:

“Burada bir hanedan vardır. Oynadığım karakter filmin bir noktasında oğlunu bu hanedanı yıkmaya çalışmakla suçlar. Bu ailenin yarattığı hanedanın yıkılmasının ne kadar acı verici olduğunu tahmin etmek zor değil… Büyük yatırım yapmışlar. Aileye özgü davranış biçimleri, ahlaki kodlar var. Karmaşık ilişkiler ve davranışlar sözkonusu… Bunların hepsi bana ilginç geldi. Oliver iki başkan arasındaki ton ve stil farklılıklarına önem veriyordu. Benim oynadığım “Baba Bush” tek dönem için seçilmiş. Bence kökleri çok derinlerde olan aşağılık ve güvensizlik duyguları var. Genç Bush’a göre hayli soğuk ve mesafeli birisi… Baba Bush’ta zamanla bir miktar acelecilik, tutarsızlık, haşin davranışlar ve inanılmaz bir özgüven oluştuğunu görürüz. Bu inanılmaz özgüvenle iktidarı alınca yansımaları Beyaz Saray’ın yönetiminde ortaya çıkar. Buradaki tehlike, Beyaz Saray’da emperyal bir başkanlık yaratılmasıdır. Adımlarını dikkatli atar gibi gözüken bir adamın iktidara gelince ne kadar çubuk değiştiğini, birinci Körfez Savaşı sırasında Ortadoğu’da meydana gelen olaylara beklenmedik tepkiler verdiğini görürüz.”

Portresini çizdiği Baba Bush’un politikalarına “Yüzde 100 katılmadığını” açıkça söyleyen Cromwell, buna rağmen kendisine yakın hissettiği bazı yönler bulduğunu belirterek şöyle konuşuyor:

“Birçok açıdan çok benzer yönlerimiz var. O, Greenwich’te büyümüş, bin Westchester County’de büyüdüm. O çok özel bir okula gitmiş. Ben de öyle yaptım ama benimki onun kadar prestijli değildi. Yale Üniversitesine gitmedim ama orada okuyan birçok arkadaşım var. Gerçek anlamda özdeşleştiğim yönü ise, ondaki aile sevgisidir. Kendisine yakın insanlara çok samimi davrandığını düşünüyorum.”

Baba Bush’da güçlü aile duyguları olduğu düşüncesine katıldığını söyleyen Oliver Stone, oğul Bush’un babasıyla olan çatışmalı ilişkisinin temelinde aile değerlerinin yer aldığını; oğul Bush’un kişilik yapısıyla politikalarında aile değerlerinin anahtar konumda olduğuna dikkat çekerek şöyle konuşuyor:

“Filmi Güney eyaletlerinde çektik. Orada tanıştığım insanların çoğu Bush taraftarıydı. Bush’ta ne bulduklarını, neden ona oy verdiklerini sorduğumda üç hususa dikkat çektiler: İnanç, aile ve dostluk… George W. Bush’un kendi ailesiyle, özellikle de karısıyla ilişkisinin belirleyici unsuru aile kavramıydı. Bush’a oy verenler onun iyi bir koca olduğunu, bunun çok önemli olduğunu söylüyorlardı. Özellikle de 90’lı yılların sonlarındaki Clinton skandallarıyla kıyaslanınca…”

Hiç yorum yok: