Aşkzede - Aloha Ruhu: Oahu’daki Çekimler

Aloha Ruhu: Oahu’daki Çekimler

Senaryo yazarı Jason Segel, “romantik felaketler komedisi” olarak nitelediği senaryo için gereken esin kaynaklarını toplamak amacıyla Oahu adasının kuzey kıyısındaki bir bungalowa çekildi. Senaryodan kafasını kaldırdığı zamanlarda ise Kuzey Kıyısı’nın tek büyük otel kompleksi olan Turtle Bay Resort’a giderek yemek yedi ve içkisini yudumladı. Sözkonusu otele gidişinin tek sebebi sadece yemek yemek ve içki içmek değildi. Yarattığı baş kahramanının yaşadığı çaresizlikler ve eğlenceli olaylar için bu otel iyi bir ortam oluşturuyordu. Yemek servislerinden sörf etkinliklerine ve çeşit çeşit açık hava aktivitilerine kadar her türlü olanağı sunan Turtle Bay Resort tesisleri, “Forgetting Sarah Marshall”ın birçok sahnesinde arka plan işlevi gördü.

Çekimlerin başlamasından önce prodüksiyon ekiplerine efsanevi Kahu spritüalisti Auntie Netty tarafından Hawaii’nin geleneksel kutsama töreni yapıldı. Prodüksiyonun başarılı ve güvenlik içinde yürümesi için filmin yapımcılarıyla oyuncularının kafalarını tek tek avuçlarının içine alarak Hawaii dilinde sevgi dolu dualar fısıldadı. Auntie Netty’nin duaları işe yaramış olmalı ki, Oahu’daki 33 günlük çekim süresi boyunca havalar hep güzel gitti ve hiçbir sorun yaşanmadı. Oyuncu kadrosuyla teknik ekiplerin yürekleri Aloha ruhuyla doldu.

Yaklaşık 800 dönümlük alana yayılan Turtle Bay Resort, “Forgetting Sarah Marshall”ın yapımında bir nevi çekim stüdyosu işlevi gördü. El değmemiş plajlarından lobisine ve yakındaki helikopter pistine kadar çeşitli birimleriyle film yapımcılarına mekan seçenekleri sundu. Eğlence sektörü camiasının yabancısı olmayan Turtle Bay Resort, yıllar önce çekilen “Magnum P.I.” dizisinden başlayarak çok sayıda film ve televizyon prodüksiyonuna ev sahipliği yaptığı için yeterli donanınıma sahipti.

Prodüksiyon ekipleri ayrıca Oahu adasının Turtle Bay dışındaki kesimlerinde de çekim yaptılar. Tercih edilen yerler arasında Laie Point’teki dramatik görünümlü uçurumlar, bir ara “Lost” dizisine de ev sahipliği yapan Mokuleia Sahili ile Keawa’ula Körfezinin turkuaz rengi suları ve bembeyaz kumlu plajlarıyla ünlenen sahilleri vardı. Filmin sörf sahnelerinin çekimleri ise, ünlü su altı görüntü yönetmeni Don King tarafından Haleiwa sahillerinde gerçekleştirildi.

Kostüm tasarımcısı Leesa Evans’ın elinde Hawaii stiline uygun giydireceği çok sayıda karakter vardı. Başroldeki iki kadın karakter için Hawaii stili giyinme tarzına uygun giysiler tasarladı. Sarah karakteri için tropikal tasarımcı elinden çıkmış kıyafetler düşünürken yerel halkı temsil eden Rachel için daha rahat görünümlü kıyafetler hazırladı. Erkek karakterlerden İngiliz rock and roll’cu Aldous Snow karakteri deri pantolonunu giymeye devam ederken ayaklarına Hawaii usulü tokyo terlik giydi. Filmin başlangıcında kalbi kırık bir erkek olan, ancak sonlara doğru hayata daha umutlu bakan Peter Bretter karakterinin kıyafetlerinde bu değişimi yansıtacak özelliklere yer verildi.

Prodüksiyon tasarımcısı Jackson De Govia yönetiminde çalışan sanat departmanı ise, çağdaş tasarım unsurlarıyla Hawaii yerel sanatı etkilerini birleştiren bir tasarım anlayışı izledi. Set tasarımcısı K.C. Fox ve ekibi, Oahu’daki yerel dükkanları dolaşarak bulabildikleri elyapımı çanak çömlek, Polinezya usulü ağaç oymalar, tablolar ve kumaşları topladılar. Otel lobisi, Peter’in Kapua’daki lüks süiti, otel bungalowları, Ola’nın restoranı ve diğer setlerin hepsi bunlarla dekore edildi. Dekorasyonda kullanılan bütün eşyalar, Hawaii adalar grubundaki Haleiwa, Kailua ve Kaneohe gibi kasabalardan bulundu.

Öte yandan sanat departmanı da, Turtle Bay’in (Kaplumbağa Sahili) renk şemalarını çok güzel toprak tonları ve turkuazın su tonlarıyla yeniden yorumladı. Bakır eşyalar ile bambu mobilyalarda ise beyaz ve nötral renklere ağırlık verildi. Yerel halka bir saygı göstergesi olarak çekimler bittikten sonra bu dekorlar toplanmayıp olduğu yerde bırakıldı.

Yönetmen Stoller ve görüntü yönetmeni Russ T. Alsobrook’ın hedeflerinden birisi de, Kaplumbağa Sahili ve diğer Oahu mekanlarını çevreleyen doğal güzellikleri olduğu gibi yakalamaktı. Bu nedenle kamerayı okyanusa doğru çevirdikleri zamanlarda kıyıdaki şamandıraların hepsi kaldırıldı. Çekilen görüntülerin hepsinde doğallık ve şiirsellik gibi unsurlar gözönünde bulunduruldu.

Yapımcı Shauna Robertson bu konudaki yaklaşımını şu sözlerle açıklıyor: “Günbatımı manzaralarından ‘luau’ olarak bilinen yemekli Hawaii eğlencelerine ve ateş dansçılarına kadar herşeyi yakalamaya çalıştık. Hawaii’de bulunduğumuz süre boyunca çevremizi kuşatan Aloha ruhunu tüm ekiplerimiz takdirle karşıladı. Oradaki günlerimiz bittiğinde hepimiz memnun ayrıldık.”
Komedyen Russell Brand ise Hawaii’de yaşadığı deneyimi şu sözlerle özetliyor: “Orada gerçekten harika günler geçirdim. Hawaii insanlarını son derece içten ve rahat buldum. Sahilde kaplumbağaları gördüm. Hatta bir balina bile gördüm. Çok güzel dansçı kızlar vardı. Oradan ayrılmayı hiç istemedim.”

“Forgetting Sarah Marshall”ın sinema dünyasının ilk “romantik felaketler komedisi” olduğunu gururla söyleyen yapımcı Judd Apatow’un filmle ilgili son sözleri şöyle:
“Bu cümledeki ‘romantik felaketler komedisi’ sözünü boşuna söylemiyorum. Çünkü filmde Jason’un ifade ettiği acıların tamamını kapsayan ve çok hoşuma giden bir tanımlamadır. Ayrıca geniş izleyici kitlelerinin bu filmle kolay bağlantı kuracağını düşünüyorum. Sonuçta bir ilişki yaşayıp da öyle veya böyle kalbi kırılmayan, kendisini damgalanıp bir köşeye atılmış hissetmeyen insan yok gibidir. Hepimiz bizi bozguna uğratan sevgililerimizden çektiğimiz acıları hissettik. Peter karakteri bu filmde eski sevgilisinin olumsuz etkilerinden kurtulmak için çırpınır. Umuyorum ki, bu filmi izleyecek olan herkes Peter’ın içinde bulunduğu çaresizlikten kurtulmak için sergilediği çabaları gösterecektir.”

Filmin genç yönetmeni Stoller ise şu yorumu yapıyor: “Bu filmi izleyenlerin, ‘Ben de bu adam gibiydim’ veya ‘Ayrılık sonrasını yaşayan bu kız gibiydim’ diye düşüneceğini umuyorum. Sonuçta bu evrensel nitelikli bir ayrılık acısı filmidir ve diğer Apatow projelerinin hepsinde olduğu gibi herşey romantik komedi çerçevesi içinde gerçekçilik temeline oturtulmuştur.”

Filmle ilgili en son sözü ise senaryo yazarı / oyuncu Jason Segel söylüyor: “Bu film bana yıllar boyunca kimi zaman keyiflendiren, kimi zaman da işkence ederek tüketen duygularımı dile getirdiğim bir proje oldu. Aşk durduğu yerde durmayan akışkan bir olgudur. Her an her yöne akabilir. Bu filmdeki hiçbir karakterin kötü insan olarak algılanmasını istemem. Sonuçta herkes mutluluğu bulmak için kendi inançları doğrultusunda elinden gelenin en iyisini yapıyor.”

Hiç yorum yok: