The Mummy: Çin’deki Çekimler

Çin’deki Çekimler

Montreal çekimlerini tamamlayan prodüksiyon ekipleri, artık daha büyük bir maceraya, Çin’deki çekimlere hazırdılar.

O dönemin otantizmine sadık kalmanın çok önemli olduğunu kaydeden yapımcı Ducsay, “Bu tarz filmler aslında yönetmene kreatif özgürlükler sunan büyük fanteziler olsa da, biz o dönemin otantik yapısına sadık kalmaya özen gösterdik. Çünkü olayların geçtiği varsayılan mekanlarda çalışıyorduk.”

Montreal’den Çin’e geçiş sürecinin oldukça pürüzsüz şekilde gerçekleştiğini söyleyen Rob Cohen, “Prodüksiyon amirimiz Chris Brigham, Çinli yapımcılar Chiu Wah Lee ve Doris Tse Karwai ile Çin’deki prodüksiyon süpervizörlerimiz Mitch Dauterive ve Er Dong Liu adeta bir mucize gerçekleştirdiler. Yaklaşık 200 Batı’lıyı Montreal’den Cuma günü alıp Salı günkü çekimlere yetiştirebilmek imkansız gibi görünüyordu ama onlar zoru başardı” diyor.

Çin’e ulaştıktan sonra Şanghay Stüdyolarında çalışmaya başlayan oyuncu ve teknik kadroların epik sahneleri ardarda çekmesi gerekiyordu. Öyle bir an geldi ki, 2.000 kişinin aynı anda çalıştığı zamanlar oldu. Amerika ve Kanada’dan gelen 200 kişilik ekibe, sayıları 1.700’ü bulan Çinli ekipler ve Hong Kong’dan gelen 100 kişilik ekip eşlik etti. Aralarında ayrıca Malezya, Hırvatistan, Slovenya ve Tayvan’dan gelmiş ekipler de vardı.

Filmin çekimlerinin Asya bölümüne Tian Mo çölünde başlandı. Yönetmen Rob Cohen, prodüksiyon blogunda çekimlerle ilgili olarak şunları yazıyordu:

“Sonunda Çin’e geldik. Bu ülkedeki sanat departmanımızın yüzlerce üyesi, çekim yapılacak bölgeyi aylarca süren çalışmadan sonra bugün için hazırlamışlar. Çin Seddi üzerinde güneşin doğuşunu seyrettim. Ufka doğru kilometrelerce uzanan Çin Seddi’nin kulelerinin görüntüsü harikaydı. Güneş gerçekti. Ejder İmparatoru çok yüksek bir yere çıkarak 2.000 yıldan beri yeraltında olan 5.000 Terracotta Savaşçısını uyandıracak; O’Connell ailesine ve Zi Yuan yönetimindeki ezeli düşmanı Ming Guo ordusunun mistik güçlerine karşı son savaşını başlatacaktı. Ordular birbirine girerken iyilerin kötülere karşı mücadelesi başlıyordu. Bu aynı zamanda canlıların yaşayan ölülere karşı mücadelesiydi.”

Tian Mo bölgesi çok sayıda sahneye ev sahipliği yaptı. Burada çekilen sahneler arasında Jet Li ile Michelle Yeoh arasında meydana gelen ve yaşayan ölüler orduları arasındaki epik savaşı simgeleyen kılıç dövüşü sahnesi de vardı. Prodüksiyon tasarımcısı Phelps bu sahneyi şu sözlerle tanımlıyor:

“Savaş alanını yaratırken herşeyin grafik açıdan tanımlanabilir olması gerekliydi. Birbiriyle savaşan iki ordudan hangisinin Terracotta Ordusu, hangisinin Birlik Ordusu olduğunu hemen anlaşılması büyük önem taşıyordu. İzleyici bu farkı daha ilk anda görebilmeliydi.”

Meydana gelen bir kum fırtınasını atlatan prodüksiyon ekiplerinin hava koşulları açısından şansı iyiydi. Çekimlerin sonlarına doğru bir ara hava sıcaklığı aniden düştü. Kısa bir moladan sonra çekimlere devam edildi. Ardından film ekipleri, Şanghay kentine 1 saat uzaktaki ünlü Şanghay Film Stüdyolarına geçerek oradaki çekimlere başladılar.

Şanghay Stüdyolarında kurulan dev setlerden birisi, bu kentin caddelerinin 1940’lı yıllardaki görünümünü yansıtan set oldu. Gerçek boyutlu kiliseler, barlar, gece külüpleri ve restoranların yanısıra evler ve troleybüsler de stüdyo ortamında kuruldu. Bu caddeler, Çin Yeni Yılı sırasında O’Connell ailesi ile İmparator arasında meydana gelen takip sahnesinde arka plan işlevi gördü. Ana çekim ekipleri ile aksiyon ünitesi ekipleri arasında dönüşümlü olarak yapılan gece çekimleri üç haftada tamamlandı.

Şanghay Stüdyoları ayrıca aralarında İmparator’un Taht Odası’nın da yer aldığı çok sayıda seti ağırladı. Özellikle Taht Odası seti tam bir sanat ustalığı şölenine dönüştü. Qin Hanedanının konuştuğu dil, seremoniler ve davranış biçimleri konusunda Çinli kültür danışmalarından yardım aldığını söyleyen Rob Cohen, bu sahnelerde uyguladığı yaklaşımı şu sözlerle açıklıyor:

“Bu film Çin kültürü hakkında yepyeni bilgilerle donatıldı. Edindiğimiz bilgiye göre, sanatçılar ve entelektüeller daima İmparatorun solunda, askeri yetkililer sağında duruyordu. Müzisyenlerin kılıç kuşanmasına izin verilmiyordu. Ayrıca hiç kimsenin sırtını İmparatora dönmesine de izin verilmeyen bir kültür sözkonusuydu. Bu detayların hepsini filme tek tek yansıttık. Sonuçta ortaya belki hiç de aşina olmadığımız bir dünya çıktı ama herşey sonuna kadar gerçekti.”

Çekimlerin son bölümü Jonathan’ın 1940’lı yıllar Mısır’ı stilindeki fantastik gece kulübünde hayata geçirildi. Imhotep’in ismi verilen bu gece kulübündeki sahneler aracılığıyla “Mumya” serisinin ilk iki filmine gönderme yapıldı.

Şanghay Stüdyolarındaki işler tamamlandıktan sonra aksiyon birimlerinın çalışması başladı. Şanghay kentinin dört saat güneyinde kurulu bulunan Hengdian Dünya Stüdyolarında dramatik savaş sahnelerinin çekimi gerçekleştirildi. Asya kıtasının en büyük stüdyolarından biri olan bu alanda Çin hanedanlarının farklı dönemlerini yansıtan kompleks ortamlar hazırlandı. Bunlar arasında İmparator Qin’in ve Qing Ming Shang He Tu’nun saraylarının tam boyutlu replikaları ile Ming ve Quing hanedanlarının sarayları, Dazhi Tapınağının büyük salonu yer alıyordu.

Hiç yorum yok: