The Bourne Identity Filminin Konusu

FİLMİN KONUSU
Çin Başbakan Yardımcısına suikast düzenleyen kimliği belirsiz katiller, olay yerine efsanevi CIA tetikçisi Jason Bourne’a ait bir telefon kartı bırakarak kayıplara karışırlar. Olayı incelemeye alan müfettişler, öldüğü sanılan Bourne’un hala hayatta olabileceğinden kuşkulanırlar.

Oysa Amerikan hükümeti ve CIA yetkilileri, Jason Bourne’un bu olayla ilgisi olmadığını bilmektedir. Çünkü aslında Bourne diye birisi yoktur ve hiç yaşamamıştır. Bu isim, artık emekli olmuş David Webb adlı bir gizli ajanın kullandığı kod adından başka bir şey değildir. Jason Bourne kimliğini çalan birisinin bunu suikast için kullandığı bellidir.

Kendi ismiyle cinayetler işlendiğini öğrenen Jason Bourne, ilk anda bu olaya karışmak istemez. Sevdiği kadın Marie (Franka Potente) ile casuslar dünyasından uzak huzurlu bir yaşam sürmektedir. Ancak bu ilişkinin devamlılığını sağlamak için çevrenin dikkatini çekmemek ve her zaman gözlerden uzak olmak zorundadırlar. Hatırlayamadığı geçmişiyle ilgili kabuslardan yakasını kurtaramayan Bourne, çareyi şehirden şehire göç etmekte ve Marie’yi de yanında götürmekte bulmuştur. Kuşkulandığı bir yabancının tek bir bakışı, “pardon, yanlış numara” denilerek kapatılan her telefon bile şehir değiştirmek için yeterli bir sebeptir. Artık geride bıraktığını umduğu geçmişinin girdabına kapılması an meselesi olduğu için bunların hepsi dikkate alınması gereken birer tehdit işaretidir.

Son yaşadıkları evin yakınında bir casusun boy göstermesi üzerine Bourne ile Marie’nin yaşamı bir kez daha altüst olur. Geçmişin kapıya dayanması karşısında tek seçenek kaçıp gitmektir.
Ancak Treadstone isimli gizli örgüt tarafından yaratılarak soğukkanlı profesyonel katile dönüştürülen Jason Bourne’un sevdiği kadının kaçırılması üzerine casuslar savaşına katılmak zorunda kalacaktır. Dünya çapında gelişecek yepyeni bir kedi-fare oyununun startı verilmiştir ve bu noktada kaçması değil, örgüte geri dönmesi gerekir.

Jason Bourne iki yıl önce o ölümcül dünyadan çıkıp giderken bir söz vermişti. Örgütten herhangi bir kişi onunla iletişim kurduğu takdirde gerekeni yaparak geri dönecekti. Şimdi artık o dünyadan çağrı geldiğine göre Jason Bourne’a da sözünü tutmak düşer. Bundan sonrasında sevdiği kadının hayatını kurtarmak, esrarengiz sukastçiyi ele geçirmek ve uluslararası casusluk dünyasının tehlikeli ortamlarında fark edilmemek için ölümcül yeteneklerini kullanacaktır.
Universal Pictures’ın sunduğu “The Bourne Supremacy”nin yönetmenliğini, “Bloody Sunday” adlı çalışmasıyla ünlenen İngiliz yönetmen Paul Greengrass üstlendi. Senaryosunu Tony Gilroy’un yazdığı film, Robert Ludlum’un aynı adlı kitabından uyarlandı. Yapımcılığını Frank Marshall, Patrick Crowley ve Paul L. Sandberg birlikte gerçekleştirdi.

Dünyanın çeşitli ülkelerindeki egzotik mekanlarda çekilen “The Bourne Supremacy”nin başrollerinde Matt Damon, Franka Potente, Brian Cox, Julia Stiles, Gabriel Mann ve Danny Zorn kamera karşısına geçtiler. Serinin ilk filmi “The Bourne Identity”de de rol almış olan bu oyuncuların yanısıra kadroya Tom Gallop, Karl Urban ve Joan Allen da katıldı.

“The Bourne Supremacy”nin görüntü yönetmenliğini Oliver Wood, prodüksiyon tasarımlarını Dominic Watkins, kurgusunu Christopher Rouse ve Richard Pearson, kostüm tasarımlarını Dinah Collin üstlendi. Müziklerini John Powell hazırladı.

Hiç yorum yok: