The Stepford Wives Modern Amerikan komedisi

Ira Levin’in aynı adlı çok satan kitabından uyarlanan “The Stepford Wives”, gösterime girdiği 1975 yılında izleyiciden büyük ilgi görmüştü. Sözkonusu filmi günümüze uyarlamak isteyen yapımcı ve yönetmenler, “The Stepford Wives”ın ele aldığı konunun, “Modern Amerikan komedisi” yapmak için önemli potansiyel taşıdığının farkındaydılar.

Hem kitabın kendisi hem de orijinal filmin en belirgin özelliği, 70’li yıllar boyunca Amerika’da egemen olan birinci dalga feminizm olgusuna yanıt niteliğinde olmasıydı. Aradan geçen 30 yıllık sürede önemli toplumsal dönüşümler meydana geldiği için bunların da yeni filme katılması gerekliydi.

Filmin senaryo yazarı Paul Rudnick bu yeni boyutları şu sözlerle ifade ediyor: “Günümüz dünyasında kadınlar artık olağanüstü güç kazanmış olabilir. Ancak hala kocalarıyla birtakım sorunları var. Ben bu filmde ‘örnek’ kadınlarla dolu kasabayı yaratırken ve ‘örnek’ kadın kavramı üzerinde düşündürürken aslında öyküye çağdaş bir boyut kazandırmak istedim.”
Kariyerinde “Bowfinger”, “Dirty Rotten Scoundrels”, “Little Shop of Horrors” ve “In & Out” gibi önemli komediler bulunan yönetmen Frank Oz ise, “Stepford Kadınları”nın asıl çekiciliğinin komedi boyutu ile esrarengizlik boyutunun harmanlanmasında olduğunu belirterek şunları söylüyor:

“Komedi aslında tehlikeli bir türdür. Özellikle de toplumsal dokundurmalarda bulunuyorsanız ve karakterlerin birtakım karanlık ve esrarengiz duyguları varsa tehlike daha da artar. Bu filmin hedef noktasında gülmecenin gerilim yaratan boyutu var. İzleyicinin bunu hissedeceğine inanıyorum.”

1997 yapımı komedi filmi “In & Out”un da senaryosunu yazmış olan Paul Rudnick, filmin özgün komedi perspektifinin “tüketim toplumu” ve “yüzeye vuran açgözlülük” gibi temalar olduğunun altını çizerek olayların yaşandığı Stepford kasabasını şu sözlerle tanımlıyor:

“Stepford görünüşte mükemmel bir Amerikan kasabasıdır. Yüzeyden baktığınızda burjuva rüyasının bütün yönlerini görebilirsiniz. Görkemli malikanelerin, spor arabaların, mükemmel annelerin, iyi eğitim alan çocukların ve mutlu babaların kasabasıdır. Hatta bu kasaba için fazlasıyla mükemmel diyebiliriz. Buradaki ortamı ifade edebilmek için mükemmel sözcüğü bile az kalır.”

“The Stepford Wives”ta günümüz kadınlarının neler yapabileceğinin en mükemmel örneği Joanna Eberhart’ın portresini Oscar ödüllü oyuncu Nicole Kidman çizdi. 2003 yılında “The Hours – Saatler” adlı filmdeki başarılı performansıyla en iyi kadın oyuncu Oscar’ını kucaklayan Nicole Kidman, son dönemde üstüste gelen dramaların ardından artık bir tarz değişikliği zamanının geldiğini hissettiği için bu filmde oynamaya karar verdiğini belirterek şöyle konuşuyor:

“Artık eğlenceli birşeyler yapmaya hazırdım. Glenn Close ve Bette Davis ile birlikte çalışma fikrini çok sevdim. Ayrıca Paul Rudnick’in yazdığı senaryolarda politika ile pop kültürünü mikslemesini her zaman sevmişimdir. Bu arada Frank Oz’un da bu tip materyali uyarlama şekli her zaman kusursuz olmuştur. Yepyeni komedi ufuklarına yelken açabilmem için bana rehberlik edeceğinden emindim.”

Hiç yorum yok: