Eğitimli suikastçi Jason Bourne karakteriyle izleyicinin ilk tanışması 2002 yılında gösterime giren “The Bourne Identity” sayesinde oldu. Robert Ludlum’un aynı adlı çok satan kitabından uyarlanan “The Bourne Identity”i diğer casus filmlerinden ayıran en önemli özelliği, sağlam bir stile ve anlatıma sahip olmasıydı. Kitap sayfalarında Soğuk Savaş döneminde yaşadığı anlatılan Jason Bourne karakteri, film karelerine aktarılırken Berlin Duvarının yıkılışı sonrası Avrupa’sına taşınmış, böylece ortaya yeni milenyumu temsil eden ilgi çekici bir anti kahraman çıkmıştı.
“The Bourne Supremacy”nin yapımcısı Frank Marshall, “Bourne” filmlerinin genel yapısıyla ilgili düşüncelerini şöyle açıklıyor:
“Entelektüel bir casusluk filmi yaptık. Buna paranoyak gerilim de diyebiliriz. Ancak bunu geleneksel olmayan yöntemlerle gerçekleştirdik. Bu tip filmler için tipi hiç uygun olmadığı halde başrole Matt Damon’u koyduk. Radikal bir karardı bu... Ancak mükemmel bir tercih olduğu sonradan ortaya çıktı. O film sayesinde geleneksel olmayan bir kahraman doğdu. İlk film öylesine başarılı oldu ki, Bourne’un öyküsünü devam ettirmek istedik.”
Jason Bourne rolünde ikinci kez kamera karşısına geçen genç aktör Matt Damon, ilk filmin çekildiği günleri şu sözlerle hatırlıyor:
“Doğrusunu söylemek gerekirse ‘The Bourne Identity’ tarzındaki projeler sözkonusu olduğunda akla ilk gelen isimlerden değilim. Genç görünümümün getireceği sorunlarla başa çıkmak zorundaydım. Sonuçta soğuk yüzlü ve taş kalpli katil tipini taklit etmem gerekmiyordu.
Beklentilerin dışında oynadığım takdirde, diğer aksiyon filmlerinde görülenden farklı birşeyler yapma şansının elime geçtiğini hissettim. O filmdeki tehlikeli sahnelerin hemen hepsinde kendim oynadım. Çekimler süresince çok sıkı bir çalışma ortaya koyarak performansımın inanılır olmasını sağladım.”
Robert Ludlum’un yazdığı casus kitapları serisinin ikinci kitabı olan “The Bourne Supremacy”, 1986 yılında yayınlanmıştı. The New York Times gazetesinin en çok satan kitaplar listesinde 25 hafta kalma başarısını gösteren kitap, üstüste 8 hafta boyunca 1 numara olmuştu.
Serinin ilk filmi “The Bourne Identity”nin dünya çapında büyük başarıya ulaşmasında o filmin iki yapımcısı Frank Marshall ile Patrick Cowley’in çok önemli katkısı vardı. Karakter ağırlıklı aksiyon ve gerilim unsuru yüksek bir film olan “The Bourne Identity”de yaratıcı öyküleme teknikleri uygulanarak başarıya ulaşılmıştı. Uzun yılların süzgecinden geçerek bugünlere ulaşan casus-gerilim filmlerine yeni bir soluk getirmek isteyen iki yapımcı, yeni filmde de aynı yolu izlemeye karar verdiler.
Robert Ludlum’un yazdığı klasik öyküde geçmişiyle ilgili birtakım gerçeklerin yavaş yavaş farkına varan eğitimli bir suikastçinin öyküsü vardı. Bu öykünün yepyeni bir yaklaşımla ele alınmasını isteyen Marshall ile Crowley, “The Bourne Supremacy”nin senaryosunu yazması için ilk filmin senaryosuna katkıda bulunan Tony Gilroy ile anlaştılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder