Swing Vote: Daha çok ‘Paper Moon’ tadında bir öykü oldu

PRODÜKSİYON NOTLARI

Öncelikler: Öyküyü Öne Koymak

Uzun yıllardır çok iyi arkadaş olan yazar/yönetmen Joshua Michael Stern ile yazar Jason Richman, günün birinde beraber çalışmayı hep istemişlerdi. Ancak Richman ikisinin de tutkuyla sarılacağı sağlam bir fikir geliştirinceye kadar bu istekleri gerçekleşmedi.

“Başka birisiyle beraber yazmak zordur ama biz zoru başardık. Adeta rüya gibi geçen bir senaryo yazım süreci oldu” diyor Stern…

Richman’ın geliştirdiği fikir, Amerika’daki politik sürece esprili bir bakıştan ibaretti. Herşey küçük bir kasaba kızıyla duyarsız ve kayıtsız babasının gözünden anlatılacaktı. Joshua Michael Stern bu konudaki yaklaşımını şu sözlerle açıklıyor:

“Sadece eğlendirmiş olmanın da ötesinde anlam taşıyan birşeyler yazmanın önemli olduğunu hissediyorduk. Amacımız bir baba-kız hakkında bir film yapmaktı. Politik çılgınlık ve kaos gibi faktörler daima ikinci planda kaldı.”

Richman’ın fikri Kevin Costner’ın dikkatini çekmekte gecikmedi. Hem yapımcı, hem de aktör olarak bu fikirdeki komedi unsurlarını ve inandırıcı karakterleri çok sevdiğini söyleyen Kevin Costner, düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyor:

“Sinemasal açıdan mükemmeldi. Okuduğum anda hemen sevdim. Oturup düşünmeme bile gerek kalmadı. Komedi ağırlıklı bu senaryoda o kadar harika bir iş çıkartmışlar ki, ‘Tin Cup’ ve ‘Bull Durham’ gibi filmlerle aynı kategoriye rahatlıkla koyabilirsiniz. Üstelik sadece saf ve katıksız komedi de değil… İçerisinde duygusal boyut taşıyan anlar da var. Genelde keyifli ve eğlenceli ama öyle anlar var ki, yüreğinizin sızladığını hissediyorsunuz.”

“Dances with Wolves”tan beri Costner’ın yapım ortaklığını sürdüren Oscar ödüllü yapımcı Jim Wilson da, ünlü yıldızla aynı fikirde olduğunu belirterek şöyle konuşuyor:

“Özellikle senaryonun ilk birkaç sayfası, çok fazla politik olmayışıyla beni hemen etkiledi. Bu senaryoda 12 yaşındaki kızını büyüten dul bir baba ile ikisi arasındaki ilişki vardır. Baba ile kızı arasındaki diyalogların hepsinin harika olduğunu düşünüyorum.”

Yazar/yönetmen Stern de şunları ekliyor: “Daha çok ‘Paper Moon’ tadında bir öykü oldu. Bir baba ile kızı arasındaki ilişkiyi izlerken aynı zamanda ikisini çevreleyen kaos ortamıyla nasıl başa çıktıklarını da anlattık.”

Jason Richman de senaryonun tonu hakkında şunları söylüyor: “Her yapıtımda komedi boyutu mutlaka yer alır. Çünkü komedi en doğal insani tepkidir. Ancak bu filmin en önemli ve en zor bulunan boyutunun ‘gerçek’ olduğunu düşünüyorum.”

İki senaryo yazarının üzerinde önemli durduğu bir başka nokta, konu politika olunca öykünün mutlaka gerçekçilik temeline oturması gereğiydi. Jason Richman yazdığı öykünün esin kaynağının ne olduğunu şu sözlerle açıklıyor:

“ABD’de 2000 yılında yapılan seçimler tam bir karmaşaya dönüşmüştü. İktidara oynayan iki partinin (Cumhuriyetçiler ve Demokratlar) oyları birbirine o kadar yakındı ki, neredeyse tek bir oy bile çok değerli ve önemli hale gelmişti. Biz bu fikirden yola çıktık.”

Stern şunları ekliyor: “Şöyle düşündük: Eğer 2000 seçimlerinin kaderi Florida’daki tek bir bölgedeki 500 oya kadar indiyse, Oregon’daki valilik yarışında 30 oya kadar indiyse, biz de tek bir oyun dahi çok kıymetli olduğu inandırıcı bir seçim yaratabilirdik.”

Filmin politik öyküsünü şekillendirirken iki parti arasında taraf tutmadıklarını söyleyen Stern, “Komedi ve insani ilişkilerin ötesinde bu filmin bir mesajı varsa, o da seçimlerdeki tek tek her oyun önemli olduğu mesajıdır” diyor.

Konuyla ilgili son sözü Kevin Costner söylüyor: “Yaklaşık sekiz yıl önce sokakta yürürken bir billboard afişi görmüştüm. Üzerindeki söz beni fena çarptı. Şöyle yazıyordu: ‘Geçen yılki seçimlerde 92 milyon insan fark yarattı: Hiçbirisi oy vermedi’. Bu sözü çok önemli buldum ama politik açıdan yıkıcıydı.”

Hiç yorum yok: