ÇEKİM MEKANLARI
Stepford’un cenneti andıran pastoral güzelliğinin en önemli göstergeleri, bu kasabadaki evlerdir. İzleyicinin bunu tam anlamıyla hissedebilmesi için çekimler sırasında Connecticut eyaletindeki çeşitli mekanlar kullanıldı. Bunlar arasında Darien’deki çok büyük boyutlu bir ev başı çekiyordu. Bölgedeki gayrımenkul pazarının en değerli evlerinden birisi olan bu mekanda, Herb – Sarah Sunderson çiftinin evinin iç mekan çekimleri gerçekleştirildi. Ayrıca New Canaan’da bulunan milyon dolarlar değerinde başka bir ev de, New York’tan Stepford’a taşınan Joanna ve Walter çiftine ev sahipliği yaptı. Bunların yanısıra yine New Canaan bölgesinde 1909 yılında inşa edilmiş olan belediye binası da, binlerce balonun uçurulduğu büyük politik gösteri sahnesi çekiminde arka plan işlevi gördü.
Filmde kullanılan mekanlardan birisi de, Connecticut eyaletindeki Norwalk kasabasında bulunan Lockwood-Mathews Mansion Müzesi oldu. Stepford kadınlarının düzenlediği aktivitilerin merkez binasını oluşturan bu mekanı diğerlerinden ayıran önemli bir farkı vardı. 1975 yılında çekilen orijinal filmde Stepford erkeklerinin düzenlediği organizasyonların çekimleri de bu binada yapılmıştı. Hem eski ve hem de yeni filmin ikisinde birden kullanılan tek mekan burası oldu.
1860 yılında LeGrand Lockwod adlı bir banker tarafından yaptırılan 62 odalı malikane, o dönemden bugüne kalan az sayıdaki örneklerden birisidir. 17. yüzyıl boyunca sözkonusu bölgenin en büyük binalarından birisi olarak anılmıştı. Zamanında 1,5 milyon dolara mal olduğu söylenen bu bina, Lockwood’un ölümünden sonra 90.000 dolara satıldı. Norwalk kent yönetimi bu binayı 1941 yılında satın aldıktan sonra 1971 yılından itibaren Ulusal Tarihi Eser olarak dizayn etti.
Çekimlerin başlamasından önce prodüksiyon ekipleri, bu binayı tekrar ele alarak müze bölümünü geçici olarak kapattı ve yoğun yenileme çalışmasına başladı. Filmin prodüksiyon tasarımcısı Jackson De Govia, 140 yıllık tarihi binada yapılan çalışmaları şöyle anlatıyor:
“Çekimlerin başylamasından aylar önce sanat departmanımız bu binada restore ve yenilema çalışmasına başladı. Orijinal binanın derinlemesine araştırılmasının ardından sanatçılarımız ve yapım ustalarımız, tahta döşemeleri onarmaya başladılar. Daha sonra tahtalardaki çatlaklar dolduruldu. Görkemli merdiven üzerinde vernikleme çalışması yapıldı. Duvarlar o döneme uygun renklerle tekrar boyandı. Hatta Hudson River Okulu tablolarının replikalarını bile boyadılar. Kısacası bu binada uygulanan her türlü restorasyon çalışması sonucunda orijinal yapının özelliklerine ulaşıldı.”
De Govia’nın görevlerinden birisi de, Joanna ile Walter’ın gösterişli evinin tasarımını ve inşaatını yapmaktı. New York’un Yonkers kesimindeki Hudson River stüdyolarında kurulan iç mekan setleri, aradan bir ay geçtikten sonra tam boyutlu bir süpermarket setine dönüştürüldü. Aynı setler daha sonra Erkekler Kulübü’nün işlettiği çok gizli laboratuvar haline getirildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder