The Chronicles of Riddick Dünyaları

“THE CHRONICLES OF RIDDICK” İÇİN DÜNYALAR KURULUYOR

“The Chronicles of Riddick”te daha geniş bir bütçeyle çalışma fırsatını elde eden David Twohy’nin önünde hayal gücünü sınırsızca kullanma fırsatı vardı. Filmde sözü edilen dünyaları kurmak için herşeyden önce rüya gibi bir ekip kurması gerekiyordu. Hedefine varmak için ilk olarak prodüksiyon tasarımcısı Holger Gross ile anlaşma yoluna gitti. “The Chronicles of Riddick”in hayal ürünü dünyalarını kurma görevi, geçtiğimiz yıllarda Roland Emmerich’in “Stargate” adlı bilimkurgu filmindeki çalışmasıyla başarısını kanıtlayan Holger Gross’a verildi.
Holger Gross yönetiminde çalışmaya başlayan tasarım ekipleri öncelikle filmde sözü edilen üç farklı öğe üzerinde odaklandılar. Bunlar sırasıyla şöyleydi:

Necromonge’lilerin içinde yaşadığı ortam. Bu ortamın en önemli parçasını Basilica adlı ana kumanda gemisi oluşturuyordu.

Crematoria gezegeni: Gündüz saatlerinde 700 dereceyi aşan cehennemi sıcakların hüküm sürdüğü bu gezegende gece olduğunda sıcaklık –300 dereceye iniyor ve kutup soğukları başlıyordu. Bu gezegenin yeraltında ayrıca Slam adı verilen bir yeraltı hapishanesi vardı.

Helion gezegeni: Işık üretip depolayarak uzak dünyalara satan ve bu sayede zenginleşen gelişmiş toplumların yaşadığı sessiz ve sakin dünya.

Bu üç farklı dünyayı kurarken sadece gelecekle bağlantılı olmayıp geçmişten de izler taşımasına özen gösteren prodüksiyon tasarımcısı Holger Gross, nasıl bir yaklaşımla çalıştığını şu sözlerle anlatıyor:

“Sıcak tonlarla bezenmiş olan Helion gezegeni kentlerinin her birinde farklı mimari stiller vardır. Bunlar gezegenin çok kültürlü yüzünü yansıtır. Tarihi ve modern unsurların karışımı sözkonusudur ve bunlar, Helion gezegenin göçmen kabul eden gelişmeye açık görünümünü simgeler. Helion gezegeni sakinleri dış görünüm ve giysiler açısından da çeşitlilik gösterir. Tümüne bakıldığında turkuaz ve azur mavisi gibi renklerin ağırlık kazandığı renkler hakimdir. Helion’un ana ihraç malının ışık olması ve refahın bu yolla sağlanması nedeniyle bu insanların hepsi pırıl pırıl görünümlüdür. Kısacası bunlar barış dolu çevrede yaşayan mutlu ve varlıklı insanlardır.”

Helion için cennet tanımlaması yapılırsa Slam adı verilen hapishane ise kelimenin tam anlamıyla bir cehennemdir. Crematoria gezegeninin toprak altına yapılmış olan bu hapishanenin yönetimini çeşitli çeteler ve gangsterler üstlenmiştir. Tasarım ekibi bu hapishaneyi yaratırken yeraltına inşa edilmiş özel bir bina şeklinde olmasını doğru bulmadılar. Bunun yerine yeraltındaki doğal yapının hapishane olarak kullanılacak şekilde düzenlenmiş bir alan olmasını öngördüler. Bu yaklaşım sonucunda 65 metre uzunluğunda bir lav mağarasında hücrelerin oluşturulması yoluna gidildi. Bu mağaranın çeşitli yerlerinin volkanik aktiviteler sonucunda harap olması düşünüldü. Ayrıca yüzeyi de volkanik tozla kaplı olacaktı. Tüm bunların sonucunda insanların yaşaması için en rahatsız ortam yaratıldı.

Hiç yorum yok: